Balyoz’un FETÖ’cü hakimini serbest bırakanlar ve AK-Fethullahçılar: Hesap vereceksiniz!

Bu platformda sayısız kere yazdım Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının yürütücüleri de bu kumpasları hukuk düzeninde legalize edenler de elbet bir gün hesap verecek diye. Defalarca bağırdım o Zekeriya Öz bu ülkeden topuğunu vura vura bir hain olarak kaçacak diye. Şükür ki yanılmadım, ve şimdi daha iddialısını haykırıyorum, 15 Temmuz darbesinden sonra dahi Fethullahçıları koruyup kollayan ve şuan ki siyasi iktidarın gölgesinde saklanan Ak-Fethullahçılar; sıra size de gelecek ve siz de bir vatan haini olarak hesap vereceksiniz!

Bu isyanımın sebebi biraz da özel bir durum. 7 Mart 2017’de bir yazı kaleme almış ve Fethullahçı örgütün yancısı konumundaki tetikçi Amberin Zaman’a yönelik eleştirilerimi dile getirmiştim. FETÖ’cüleri kumpasçı olarak görmeyen hanımefendiye de örnek olarak Balyoz kumpasının nasıl adım adım yapıldığını anlatmıştım. Bakalım ne yazmışım (https://www.abcgazetesi.com/arsiv/once-kendi-sinavinizi-verin-amberin-hanim/haber-46167) ;

“…kumpasçı Ilıcak yazı boyunca hukuksuzluğu mahkemelerce teyit edilmiş uydurma dijital delillerden bahsedip Balyoz ve Ergenekon kumpasının gerçekliğinden bahsediyor. Dahası öyle geçmişte ‘kandırıldık’ diyebilecek bir zaman değil, Kasım 2015’den bahsediyoruz. Peki nasıl olmuştu da bu dijital veriler, Balyoz sanıklarının önüne bir idam fermanı gibi gelmişti? 2010 yılındaki bir habere bakalım, Fethullahçı gazete Zaman’ın muhabiri Kadir Kökten tarafından kaleme alınan1;

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin DHKP/C davasında dijital verilerden yola çıkarak verdiği mahkûmiyet kararı, Yargıtay tarafından onandı. Sanık Hüseyin Edemir, ofisinde ele geçirilen disketlerde yer alan bilgilere dayanılarak 6 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Mahkeme kararında, “Günümüzde bilgisayar verileriyle ilişkisi olmayan çok az suç kalmıştır. Suç işleyen kişilerin ya da suç örgütlerinin bu teknolojiden faydalanmayacağını düşünmek imkânsızdır.” ifadelerine yer vermişti. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dijital delillere dayanarak verdiği ve Yargıtay’ın da onadığı bu mahkumiyet kararı birçok önemli davaya da emsal olacak. Dijital veri tartışmasının yürütüldüğü Balyoz darbe planı davası bu davaların en önemlilerinden biri. Balyoz sanıkları ve avukatları da dijital verilerin karara dayanak olamayacağı üzerinden savunma yapmıştı.

Bir başka ismi, bir başka suçsuzu görüyoruz; Hüseyin Edemir. Akademisyen olacaktı. ODTÜ ve Humbold Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencisiydi. Nişan günü tutuklandı. DHKP-C üyeliğiyle suçlandı. Balyoz davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı.

1.5 yıl hapis yattı. Aslı bulunmayan, on yıl öncesinin iki bilgisayar çıktısıyla hüküm giydi. 6 yıl 3 ay hapse mahkum edildi ve bu mahkumiyet, Fethullahçı örgütün Balyoz-Ergenekon kumpasları için de muazzam bir fırsat haline dönüşecekti. Daha doğrusu FETÖ, bu fırsatı sağlamak için Hüseyin’in hayatını karartmıştı. Hüseyin’in yaşadıkları bu röportajda mevcut lütfen okuyun ve okutun;