Erdoğan neden sakin

Seçimler yaklaştıkça ve CHP adayı Muharrem İnce’ye dönük ilgi yoğunlaştıkça hemen herkesin aklında bir kaygı şekilleniyor. Erdoğan neden bu kadar sakin? Anket sonuçları ve alanlardan yansıyan görüntüler Erdoğan’ın ilk turda kesinlikle kazanamayacağını gösteriyor. Muhalefetin toplam oylarını ikinci turda da koruması durumunda Erdoğan’ın kazanma şansının olmayacağı açıkça görünüyor. Tüm bu göstergelere ve reel duruma rağmen Erdoğan hiç oralı değilmiş gibi oldukça sakin görünüyor. Erdoğan gibi hırçın ve iktidarını her şey pahasına sürdürmek isteyen birinin bu sonuçlar karşısında bu kadar sakin kalabilmesi mümkün müdür?

Erdoğan baskın seçim kararını Afrin operasyonu öncesinde aldı. Daha hiç kimsenin haberi yokken hazırlıklara girişerek, öncelikle milliyetçi kesimin duygularına oynayarak, yedeklemeye çalıştı. Erdoğan’ın başkomutanlığında ve ülkeyi savunma kararlılığında ki Türk ordusu sınırların ötesinde kahramanlık yaratıyor ve Afrin’i düşman ve tehdit olarak gördükleri PYD’den temizliyordu. Böylelikle yedeklediği MHP’ye yazılan milliyetçi oyları kendisine tahvil edebilecekti. Ayrıca ulusalcı kesimde de bir dalgalanma yaratacaktı.

Olmadı.

Afrin operasyonu istenilen etkiyi ve beklenen şahlanmayı yaratmadı. 70 bin nüfuslu bir kasabaya yönelik yapılan bu operasyon iki ay sürdü ve ancak anlaşma ile Afrin’e girilebildi? Operasyonun sonuçlarına dönük açıklamalar insanları ikna etmeye yetmedi. Afrin de mevzilenen Kürtlerle yapılan anlaşma bu süreçte daha çok öne çıkarak, istenilen etkinin yaratılmasını engelledi.

Ekonominin içinde bulunduğu krizi aşmakta zorlanan Erdoğan dövizdeki yükselişi engelleyemeyince, dış mihraklar teranesine sarıldı. Ekonomi kurmayları Avrupa kentlerinde yüksek faizli para dilenirken, ekonomide işlerin hiç iyi gitmediği hemen herkes anlar durma geldi. Erdoğan’ın yaşamı iyileştirme vaatleri inandırıcılığını kaybederken, miting alanlarında ki coşkuda silinip gidiyordu. Meydanlara zorla toplanan insanları inandırmaya söylemleri etkili olmuyordu. 16 yıllık iktidarı boyunca yapamadıklarını tek tek sıraladığı seçim bildirgesinde, “daha çok özgürlük'' vaat etmek zorunda kalıyordu.

Her şey böylesine kötü giderken Erdoğan neden çok sakin? Hırçın değil, tırmalamıyor, zorlamıyor ve muhalefete eskisi kadar sert saldırmayarak adeta bir metanet örneği sergiliyor.

Yenilgiyi kolayca kabul edebilecek bir yapıda olmayan Erdoğan’ın bu sakinliğini 3 nedeni olabilir.

Birincisi: Daha önce ki seçimlerde de sıklıkla iddia edildiği gibi iyi bir seçim kumpasını hazırlamış olması. Sandıklarda çıkacak oyların bir biçimde devlet gücü kullanılarak değiştirilme ve hile yapılarak kazanmasının sağlanması durumu. Böylesi bir kumpas da sonuçlar zaten önceden istediği gibi olacağı için sakin olabilir.

İkincisi: Seçimlerin ilk tr sonuçları görüldükten sonra ertelenmesidir. Böylesi bir erteleme de yalnızca savaş durumunda söz konusu olabilir. Yani Suriye topraklarına dönük başlatılabilecek bir askeri harekât ile ülke sınırlı ve bazı güçlerle anlaşmalı bir savaşın içine sokularak seçimlerin ertelenmesi hedefleniyor olabilir. Sınırları tehdit altında ve savunma savaşına girmiş bir ülkede seçim yapmak ve iktidar değiştirmek olası değildir. Tüm bu sürecin vatan millet söylemiyle zenginleştirerek işlenmesi, bir anda ülkede farklı bir durumun ortaya çıkmasını getirecektir. Son günlerde yeniden sıklıkla gündeme getirilen Membiç konusu ve Kamışlı bölgesine dönük bir süredir yaşanan hareketlilik, bu yönde kaygıları güçlendirmektedir.

Üçüncüsü ise HDP’nin ikinci turda “boykot'' kararı almasıdır. Böylesi bir durumun da Erdoğan yönlendirilmeyen ve serbest bırakılan Kürt seçmenlerin bir kısmında ihtiyaç duyacağı oyu alarak, iktidarını sürdüre bilecek olmasıdır. HDP’nin ikinci tura ilişkin tavrını net olarak açıklamamış olması bu yönde ki kaygıları güçlendirmektedir. HDP yöneticileri bu gün için AKP’ye dolaylı da olsa destek olmayacakları konusunda sert bir tutum içerisindeler. AKP’ye ve Erdoğan’a doğrudan ve dolaylı olarak hiçbir koşulda destek olmayacaklarını ikili görüşmelerde çok açık bir şekilde belirtiyorlar. Kendi seçmenlerini bile bu konuda etkileyemeyeceklerini, AKP iktidarında Kürt halkının ciddi eziyetler ve katliamlar yaşadığını belirterek, aynı hatayı ikinci kez yapmayacaklarını ifade ediyorlar. İmralı ve Kandil’in sürece müdahale edebileceğini belirttiğimiz de ise bu müdahalenin bu kez etkili olmayacağını ısrarla söylüyorlar.

Erdoğan; İmralı’yı yeniden devreye sokarak, değişik vaatlerle( federasyon- özerklik gibi) HDP’yi de zora sokmayacak bir “boykot'' tavrıyla süreci kotarabileceğinin hesabını yapıyor olabilir. Böylesi bir tavır seçim sonuçlarını belirleyerek, muhalefetin kaybetmesini ve Erdoğan’ın yeniden kazanmasını sağlayacak bir tutum olacaktır.

Bu üç olasılık dışında Erdoğan’ın kazanama olasılığı çok fazla görünmüyor. Yapılan anketler ve meydanların nabzı bu kez Erdoğan’ın kazanmayacağını gösteriyor. Bu üç durum gerçekleşmez ise bu günden söyleyebiliriz;

Erdoğan kaybedecek ve Türkiye yıllar sonra ilk kez derin bir nefes alabilecek..