Avrupa futbolundan son hafta derlemesi

Ali Kaya Soysal
Son hafta Avrupa liglerinde şaşırtıcı sonuçlara tanık olduk, ama önce nefis bir güzelliği anlatmak istiyorum izninizle, biraz gönlümüz açılsın sporumuzdaki buhranlı günler sürerken...
 
Dün gece West Ham United-Manchester  United maçı 3-2 Bilic'in takımının galibiyetiyle sonuçlandı ve son haftaya girilirken ilk 6, yani UEFA Kupası için umudunu 38. maça taşıdı bordo-maviler.
 
 Ama konum bu değil, 1904'de açılan 35.000 kapasiteli "Boleyn Ground" stadında oynanan son maçtı bu ve veda ediliyordu, çünkü West Ham 60.000 kişilik yeni sahasına geçecek gelecek sezon.."Farewell Boleyn" , yani "Elveda Boleyn Stadı" sloganıyla görkemli bir şölen düzenlemiş Londra kulübü..İyi ki izlemişim bu sportif sanat şovunu. Bazen gözlerim doldu, tribündeki 82 yaşındaki bir kadın taraftarın ismi anons edildiğinde ve en genç taraftar 12 yaşındaki bir oğlana zum yapıldığında..
 
Hatta, takımın efsane futbolcusu, 51 yaşında hayatını kaybeden "Bobby Moore"un barkovizyondaki görüntüsünü görünce,  aklıma aynı yaşta aramızdan  ayrılan BJK'nin efsanesi "Arap Yusuf ( Tunaoğlu)"  geldi ve birkaç damla gözyaşı döktüm bu çok geç tanıdığım dostum için. Ama aynı zamanda öfkelendim de; Beşiktaş'ın  3 yıl önce İnönü Stadına veda ederkenki çimleri, kale direklerini, koltukları söktüğü "vandalizm" kokan görüntülerini hatırlayınca..
 
Daha neler olmadı ki Boleyn'e veda gecesinde. 3 kez FA Cup kazanan 1890 doğumlu bu takımın eski futbolcuları 60'lı yılların eski "Londra taksileriyle" sahanın ortasına kadar getirildiler, hoperlörlerde aynı semtten çıkmış "Beatles" grubunun müziği ve barkovizyonda tarihe geçmiş gollerin görüntüleri eşliğinde. Son olarak "Slaven Bilic" ve öğrencileri sırtlarında "thanks for your support" (desteğiniz için teşekkürler) yazılı formalarıyla sahanın ortasına geldiler karşılıklı müthiş bir alkış altında..
 
Fantastik ses ve ışık düzeniyle bezenmiş 45 dakikalık bu organizasyon nasıl bitti biliyor musunuz? Dev ekranda Bobby Moore'un sanal profili belirdi, şalteri kapattı ve Boleyn'in tüm ışıkları söndü..Good by....ve rüya  gibi gece sona erdi.. Hafif kıskançlıkla izlediğim bu gösterinin maliyeti inanın 100 bin poundu geçmez, zevk ve zeka olduğu sürece..
 
                                                           *** ***  ***
AJAX'IN DRAMI 

Rüyadan uyanıp gerçeklere geçecek olursak, geçen hafta dramatik sonuçlar alındı Avrupa liglerinde. En acıklısı haftalardır Hollanda Diversie'yi forse eden, son haftaya puan eşitliği ve kapatılması imkansız bir averaj farkıyla giren Ajax, ligden düşmüş De Graafschap ile 1-1 berabere kaldı ve şampiyonluğu PSV'ye kaptırdı..
 
La liga da ise aşağı yukarı benzeri oldu, ligin bitimine bir hafta kala Atletico Madrid lig sonuncusu Levante'ye yenilerek şampiyonluğa havlu attı..Ve Serie A'da düşmesi kesinleşen Verona kendi evinde şampiyonluğunu çoktan ilan eden Juventus'u yendi..Bundesliga'da ise düşmeme mücadelesi veren Eintracht Frankfurt, Dortmund'u yendi, ama bu sonuç diğerlerinin yanında tüy gibi kalır..
 
Yani demem o ki,Başakşehir'in Fenerbahçe'yi 2-1 ile yenmesinden sonra şampiyonluğunu adeta ilan eden Beşiktaş dikkat etmeli, futbol oyunu voleybola , hentbola benzemez, her türlü sürprize açıktır. Mantık 'hayır' dese bile "matematik" demiyor..
 
Son kelamım da Futbol Federasyonu'na; Beşiktaş ile Fenerbahçe'nin maçlarını aynı gün ve saatte oynatmaya geçen hafta başlayacaklardı. Çünkü iddia ediyorum öyle olsaydı Fenerbahçe-Başakşehir maçı, sonucunu bilemem ama o atmosferde geçmezdi...