Aydın Ünal'dan Binali Yıldırım'a mesaj: Hata yaparsan kılıcımızla düzeltiriz

Tayyip Erdoğan'ın saray darbesi ile Ahmet Davutoğlu'nu devirmesinin ardından, yerine gelecek ismin kim olacağı konusunda ilk açıklamayı Erdoğan'ın yıllarca danışmanlığını yapan AKP Ankara Milletvekili Aydın Ünal yapmıştı. Ünal "Yeni başbakan düşük profilli olacak" diyerek, yeni başbakanın özelliğini tarif etmişti.

Ancak gelen tepkiler üzerine 'Hata yaptım' diyen Ünal, bugün Yeni Şafak gazetesinde yazdığı köşe yazısında, AKP'nin yeni genel başkan adayı olarak gösterilen Binali Yıldırım'a açık mektupla Saray'ın mesajlarını kamuoyu önünde bir kez daha hatırlattı.

Erdoğan'ın AKP'niin başına getireceği ismin kim olduğunu ilk gündem bu yana kesin şekilde bilen bir kaç isimden biiri olan Aydın Ünal'ın açıklanacak ismin kim olduğunu bilmiyormuş gibi bir dille yazdığı yazıda, Binali Yıdırım'a Hz. Ömer örneği üzerinden 'Kılıcımız ensende olacak' mesajı verdi ve Saray'ın nasıl bir başbakanlık ve genel başkanlık yapmasını beklediğini açıkça hatırlattı.

İşte Aydın Ünal'ın o yazısı:

Müstakbel Başbakana açık mektup

Sayın Başbakan,
Bu satırları yazdığımız saatlerde henüz isminiz belli değildi. İnşallah, AK Parti'nin milletvekilleri arasından önce isminiz belirlenecek, kamuoyuna adaylığınız açıklanacak, Pazar günü AK Parti'nin Olağanüstü Kongresi'nde Genel Başkan seçilecek, ardından da Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanlığı görevini üstleneceksiniz. Şimdiden tebrik ediyor, hayırlı olsun diyoruz.

Genel Başkanlığınız ve ardından Başbakanlığınızla birlikte işleriniz çok yoğun olacak. Size ulaşmak tabii olarak daha da zorlaşacak. Etrafınızda, ne güzel kararlar aldığınızı, ne güzel imzalar attığınızı, ne güzel sözler söylediğinizi belirten çok kişi olacak; hatalarınızı dile getirenlerin, sizi uyaranların sayısı azalacak. Üstlendiğiniz sorumluluğun ve yaptığınız işin stresi üzerinizde ağır bir yükken, olumlu da olsa sizi eleştirenler canınızı sıkacak. Dolayısıyla, daha isminiz belli değilken sizinle bu açık mektup vasıtasıyla hasbihal etmenin faydalı olacağı inancındayız.

Sayın Başbakan,

Nasıl büyük bir sorumluluğun altına girdiğinizi vurgulamaya zaten ihtiyaç yok. Yapılan istişareler neticesinde bu sorumluluk size tevdi edildiğine göre, AK Parti'nin salt bir siyasi parti olmadığını kuşkusuz bizden daha iyi biliyorsunuz. Yine de hatırlatalım: Bir siyasi partinin genel başkanlığından ziyade, asırlardır devam eden bir kutlu yürüyüşün, bir vatan ve millet davasının, çetin bir istiklal mücadelesinin hizmetkarlığına seçiliyorsunuz. Alelade bir hareketin değil, milletin ve ümmetin umudu olmuş, köklü bir siyasi hareketin idarecisi oluyorsunuz. Biliniz ki bu siyasi hareket bugüne kadar isimsiz nice kahramanın karşılık beklemeden verdiği mücadelenin üzerinde büyümüştür. Davanın ve bu hareketin ruhunu müdrik olduğunuzdan, vefakar olacağınızdan, “ben'' değil, hep “biz'' diyeceğinizden şüphemiz yok.

Yine, siz, sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanlığı görevini üstlenmeyeceksiniz. Siz, lider ülke konumuna yükselmiş bir ülkenin Başbakanlığını yapacaksınız. Biliniz ki, ümmetin gözü üzerinizde olacak, ümmetin umutları size yönelmiş olacaktır. Bu umutları söndürmeyeceğinize, Türkiye'ye ve ümmete hayal kırıklığı yaşatmayacağınıza gönülden inanıyoruz.

Dicle'nin kenarında bir kurt bir koyunu aşırsa, Adl-i İlahi artık bunu sizden de soracak. İdare edeceğiniz bütçe, yapacağınız atamalar, atacağınız imzalar hep bu milletin size olan emanetidir. Tıpkı Kurucu Genel Başkanımız gibi, O'nun hassasiyet mirasını taşımış olan diğer AK Parti Başbakanları gibi, milletin, yetimin, garip gurebanın, mazlumun, işçinin, işverenin, yoksulun ve zenginin her bir kuruşunu namusunuz, şerefiniz bileceğinize şüphemiz yok. Haramı helal, helali haram yapmayacağınıza eminiz. Tıpkı Kurucu Genel Başkanımızın yaptığı gibi, akşam başınızı yastığa koymadan önce, attığınız her imzanın, harcadığınız her bir kuruşun muhasebesini yapacağınızı, “Bugün Allah için, millet için, memleket için'' ne yaptığınızı sorgulayacağınızı, milletin hesabını ve mahşerin hesabını bir an bile unutmayacağınızı da biliyoruz. Üzerinizdeki emanetin sadece partimize oy verenlerin değil, 78 milyonun, ümmetin, bu davaya gönül vermiş sayısız müteveffanın da emaneti olduğunu, biliyoruz ki hiç akıldan çıkarmayacaksınız.

Siz, sadece millete hizmetle mükellef değilsiniz; aynı zamanda bu ülkenin ve bu ümmetin çocuklarına, siyasetin temiz bir iş olduğunu, cesaret ve gayret istediğini öğretmekle, onlara özgüven aşılamakla, iyi bir örnek oluşturmakla, bu davanın bembeyaz sayfalarını tertemiz tutmakla da mükellefsiniz.

Sayın Başbakan,

Filistin davası yalnızca Filistinlilerin davası değil; Hazreti Nebi'nin Mirac'a yükseldiği, ilk kıblemiz Kudüs'ün davasıdır. Filistin davası bizim davamızdır. Filistin davası Iraklı, Afgan, Boşnak, Yemenli, Mısırlı ve nice kardeş milletin davası, en çok da Suriyeli mazlumların davası, Müslümanların varlık davasıdır. Filistin davası bizim topyekün bu coğrafyada aynı zamanda devamızdır. Filistin'e, yani ilk kıblemize sırtını dönenlerden olmayacağınıza da inanıyoruz.

Sayın Başbakan,

Fetullahçı Terör Örgütü bu ülkenin ve bu milletin başına gelmiş en büyük musibetlerdendir. Siz de çok iyi bilirsiniz ki, bu örgüt, sadece buzdağının görünen kısmıdır. Türkiye'ye, bağımsızlığımıza, inançlarımıza yönelik alçakça saldırıların maşası olarak kullanılan bu tehlikeli örgüte karşı sarsılmadan, taviz vermeden, ihmalkar davranmadan sapasağlam duracağınıza şüphemiz yok.

Sayın Başbakanım,

Bu hareketin bir tek lideri vardır. Çocukluğundan itibaren hareketin ve davanın mücadelesini sarsılmadan veren, milletin ve ümmetin hayır dualarıyla yol yürüyen o liderle uyumlu olacağınıza dair en küçük bir tereddüdümüz zaten yok.

Biliniz ki, bu yolda yalnız değilsiniz. “Binbir başlı kartalı'' taşırken, dava sancağını yüksek burçlara kaldırırken hep yanınızda olacağız. Siz bizi görmeseniz de biz dava ahlakı ve şuuruyla hiç bir karşılık beklemeden milletimize hizmet edeceğiz.

Yine biliniz ki, Hz. Ömer'e bile “gerektiğinde O'nu doğrultmak için'' kılıç çeken cesur ve Hak aşığı ümmetin fertleri olarak, yanlışınıza yanlış demekten, “Haksızlık karşısında susup dilsiz Şeytan olmamak'' adına sizi uyarmaktan da çekinmeyeceğiz. Söylediklerimiz hoşunuza gitmese de biliniz ki, milletin, vatanımızın, istiklalimizin ve ümmetin kaygısıyla söylenmiştir, hayır için söylenmiştir.

Yolunuz, bahtınız açık, mücadeleniz kutlu ve mübarek olsun. Saygılarımızla...