'Bal gibi diktatörler, bal gibi teröristler'

'Bal gibi diktatörler, bal gibi teröristler'

'Bal gibi diktatörler, bal gibi teröristler' Bal gibi diktatörler, bal gibi teröristlerKim mi?Kaçak Saraylı Reis’in AKP’giller’i.Nedir diktatörlük?En kısa ve net tanımıyla şudur:Kanunlarla sınırlı olmayan güç, iktidar.Bu tanımın ışığında bakınca AKP’giller’e,...

Bal gibi diktatörler, bal gibi teröristler

Kim mi?

Kaçak Saraylı Reis’in AKP’giller’i.

Nedir diktatörlük?

En kısa ve net tanımıyla şudur:

Kanunlarla sınırlı olmayan güç, iktidar.

Bu tanımın ışığında bakınca AKP’giller’e, onların Türkiye’de 2002’den bu yana çok açık ve kesin anlamda bir diktatörlük kurduklarını ve uyguladıklarını görürüz. Bunlar, iktidarlarının hiçbir döneminde Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve onun Ceza Yasasına, Tüzüklerine ve Yönetmeliklerine uymamışlardır.

Ne yazık ve ne acıdır ki, onlara yaptıkları bu kanunsuzlukların, işledikleri her alandaki binbir suçun hesabını soracak bağımsız bir yargı da çıkamamıştır. Terörize edilmiştir yargı. Bir Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı çıkmıştır,Abdurrahman Yalçınkaya adlı. Bunların kanunsuzluklarına ve Laik Cumhuriyet’e karşı işledikleri eylemli kalkışma suçuna “dur'' demek istemiştir. Dava açmıştır. Ama ne yazık ki Anayasa Mahkemesinin, emri kanunlardan almayan üyeleri, onun bu hukuki ve meşru talebini reddetmişlerdir.

Abdulvahap Yaren adında bir başka namuslu Cumhuriyet Savcısı çıkmıştır, bunların “Deniz Feneri'' adlı yandaş derneğinin saf ve samimi dindar insanlarımızı dolandırarak onlardan aşırdığı milyonlarca liranın hesabını sormak istemiştir. Ama o da ne yazık ki, hukukçu görünümündeki kişiler tarafından önü kesildiğinden, başarılı olamamıştır. Üstelik de, niye bu namuslu tutumu takındın, diye hesap sorulmuştur ondan. Hakkında davalar açılmış, süründürülmüştür mahkemelerde. Başka da, ne yazık ki, çıkmamıştır bunlardan hesap sormaya kalkan hukukçu.

Tabiî Tayyip Erdoğan ve avanesinin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde işlediği suçlardan (ki hepsi de zimmet, görevi kötüye kullanma, evrakta sahtecilik türü yüz kızartıcı suçlardandır), hesap sormaya kalkan savcılar, mahkemeler çıkmıştır. Ama onların da  önü kesilmiştir, ne yazık ki. Hatırlanacağı gibi, o dönemde bu avanenin 1 milyar dolar civarında kamu malı aşırdığı söylenmiş, yazılmıştır. Dönemin İstanbul Ticaret Odası Başkanı Mehmet Yıldırım, Koç Holding’ten Rahmi Koç ve daha birçok kişi söylemiştir bu yolsuzluğunu Tayyip ve avanesinin. Daha sonra Mehmet Bölük, Ergun Poyraz ve daha pekçok araştırmacı yazar, belgeleriyle ortaya koymuşlardır bu yolsuzlukları. Ama hesap sorulamamıştır ki...

Tayyip Erdoğan defalarca belirtmiştir, yargı bize ayak bağı oldu, diye. “Ben bu Anayasa Mahkemesi kararına uymuyorum, saygı da duymuyorum.'', diye. Onun İçişleri Bakanı, öncesinde danışmanı Efkan Ala, Meclis kürsüsünden söylemiştir; “Ben bu Anayasayı tanımıyorum.'', diye.

Zaten, Anayasayı da, oradan kaynak alan yasaları da hiç tanımamışlardır. Başta Pensilvanyalı İmam’ın cemaati gelmek üzere, bir tarikatlar ve cemaatler koalisyonu biçiminde sürdürdükleri 14 yıllık AKP iktidarında hep suç işlemişler, hep kanunsuzluk yapmışlardır. Ve bu süreçte, Laik Cumhuriyet’i, her gün dirhem dirhem aşındırarak küçültmüşler, kütleştirmişler, parçalamışlar, yıkmışlar, çökertmişlerdir.

Hep söylediğimiz gibi, Türk Ordusu’nu, Türk Yargısını, Milli Eğitimini, Polisini, İstihbarat Örgütlerini, hep kanun dışına çekmişler, bu tarikat ve cemaat mensuplarıyla paylaşarak kendi yapılarını oluşturmuşlardır; kendi devletlerini inşa etmişlerdir bu devlet kurumlarının içinde. Sonunda da Türkiye Cumhuriyeti Devleti bitmiş, onun yerine Pensilvanyalı İmam’ın, diğer tarikat ve cemaatlerin ve Kaçak Saraylı Reis’in AKP’gilleri’nin devleti ortaya çıkmıştır, oluşmuştur.

İşte 15 Temmuz gecesi ve sonrasında yaşanan kanlı hesaplaşma ise, aslında, devletin tamamı senin mi olacak, benim mi olacak meselesinden ibarettir. Bazı bilim ve bilinç yoksunları, bilerek veya bilmeyerek, bunun bir darbe olduğunu iddia ettiler. Ve hâlâ da iddialarını sürdürüyorlar. Bu tutumlarıyla da, kimisi isteyerek, kimisi de farkında olmadan Kaçak Saraylı Reis’in ve AKP’giller’in safında yer almış oluyor.

İki gayrimeşru gücün, iki suç örgütünün ganimet paylaşımı nasıl “darbe'' diye adlandırılabilir?

Gülünç bir şey bu iddia.

Adamın oturduğu Saray, kaçak. Yani kanunsuz. Yani kanunlara göre derhal yıkılması ve eski haline döndürülmesi gerekir o arazinin. Ama güç bunda...

Kim uygulayabilir, mahkeme kararını?

Burada teslim edelim: Bu kararları veren mahkemeler de hukuka uyan, hukuktan emir alan, bu sebeple de saygı duyulması gereken mahkemelerdir.

Adam Yenikapı’da miting yapıyor; o alan da kanun dışı. Mahkeme kararlarına uyulmuş olsa, o alanın da derhal ortadan kaldırılıp Marmara Denizi’nin eski haritasına dönülmüş olması gerekir. Yani o haritaya uygun hale getirilmesi gerekir Marmara Denizi’nin.

Onların bu yolsuzluklarının saymakla sonu gelmez. Karadeniz’in hemen bütün önemli derelerini HES’lerle imha ediyorlar. Doğal yapıyı mahvediyorlar. Bunun önüne geçmek isteyen mahkeme kararlarını hiçe sayıyorlar. Hatta, Ege’den Akdeniz’e, Karadeniz’in batısından doğusuna hemen her yerde; nerede bir yeşil alan var, şehirlerimizde nerede bir “kupon arsa'' var, oraya mermi hızıyla saldırıyorlar, el koyuyorlar, iç ediyorlar, yağmalıyorlar. Adamlar, ömürleri yetse, Türkiye’nin tamamını taşla, betonla kaplayıp ranta, paraya dönüştürecekler. Yeşil diye bir şey bırakmayacaklar.

Yani bunların yaptıkları her iş kanunsuz. Söyledikleri her şey yalan.

İşte bütün bu sebeplerden dolayı da, tam bir diktatörlüktür, bunların uyguladığı. Ve halen de uygulamaya devam ettiği...

15 Temmuz sonrasında, Pensilvanyalı İmam’ın yaşadığı hezimetle birlikte bunlar, Laik Cumhuriyet’i yıkarak yerine oluşturdukları Ortaçağcı devletin tam hakimi oldular, tek başlarına. Onun verdiği pervasızlıkla da Laik Cumhuriyet’ten arta kalmış son kamu kuruluşlarını da haraç mezat satışa çıkardılar. “Özelleştirme'' adı altında, kendi yetiştirdikleri yandaş vurguncu Parababası Müteahitlerle kırışacaklar bu kamu mallarını. Bunların arasında neler neler var...

Görelim bazılarını:

“Atatürk Orman Çiftliği Genel Müdürlüğü, Atatürk Kültür Merkezi, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü, Spor Toto Teşkilat Başkanlığı, TRT, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü, Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu, GAP Başkanlığı, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü.''(

"'Bal gibi diktatörler, bal gibi teröristler'" haberi, 21 Ağustos 2016 tarihinde yazılmıştır. 21 Ağustos 2016 tarihinde de güncellenmiştir. Gündem kategorisi altında bulunan 'Bal gibi diktatörler, bal gibi teröristler' haberi 2016 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. 'Bal gibi diktatörler, bal gibi teröristler' 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Gündem konusunda 29 Mart 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 11:26 Jülide Kural: Kadir İnanır büyük bir hızla iyileşme yoluna girdiğini kanıtlamıştır
  2. 11:20 Murat Kurum, bakanların seçim çalışmasına katılmasını savundu: Cumhur ittifakının bakanları
  3. 11:17 Ekrem İmamoğlu: AK Parti kendisine oy verenlerin beklentilerini karşılayamıyor
  4. 11:15 Balıkesir Adayları Sosyal Medya İle Seçmene Ulaşıyor
  5. 11:05 Madonna Brezilya'ya Ücretsiz Konser Verecek! Son Konseri Mi?
  6. 11:05 Altın Fiyatları Hareketli: Gram Altın Ne Kadar?
  7. 11:02 Fenerbahçe'nin Eski Yöneticisi'nden şok hamle! Başkanlığa Aday Olacak!
  8. 11:00 Sakarya’da 796 bin 924 Seçmen Oy Kullanacak
  9. 10:54 MediaMarkt Türkiye'de Otomatik Kahve Makineleri Trendini Belirliyor
  10. 10:52 Yunanistan'da 6.0 büyüklüğünde deprem
  11. 10:51 GAÜN Öğrencileri Gaziantep Adalet Sarayında Duruşma Seyrine Katıldı
  12. 10:49 CHP İzmir Adayı Tugay: "1 Nisan'da Yeni Bir Sayfa Açılacak"
  13. 10:46 Mehmet Şimşek: Dünya Bankası’ndan 1,5 milyar dolarlık kaynak temin ettik
  14. 10:42 Nejat İşler: Ben her gün ölümü düşünüyorum
  15. 10:39 Seçil Erzan davasında yeni gelişme: Selçuk İnan’a verilen belgelerdeki imza sahte çıktı
  16. 10:31 Murat Yetkin yazdı: İmamoğlu bu kadar eşitsiz bir seçimi kazanırsa siyasi iklim nasıl değişir
  17. 10:25 EPDK deprem bölgesinde avans ödemelerini erteledi: 1 Nisan'da resmileşecek
  18. 10:24 Tekirdağ’da uyuşturucu ve silah operasyonunda büyük vurgun!
  19. 10:21 Ahmet Türk: İrademiz sandıklara yansırsa barışa bir adım daha yaklaşırız
  20. 10:16 Avcılar’da dehşet: Eşini çocuklarının gözü önünde öldürdü
Gündem Haberleri