Binali Yıldırım: Bana defol git demişlerdi!

Başbakan Binali Yıldırım AKP grup toplantısında konuştu. Yıldırım dün Elazığ'da hayatını kaybeden 9 işçiyle ilgili açıklama yaparken "Önümüzde bayram var, kaymak gibi yollar yaptık" ifadelerini kullandı.

Yıldırım'ın konşmasından satır başları:

"65. Hükümeti kurduğumuz günden bu yana yaklışık 1 ay oldu. Türkiye'nin meselelerini çözmek için canla başla çalışıyoruz. Daha önceki hükümetlerdeki gibi birinci önceliğimiz demokrasimizi geliştirmek, hukuk devletinin yerleşmesini sağlamak, vatandaşlarımızın refahını, mutluluğunu artıracak tedbirleri almak. Türkiye'yi daha ileri götürmek, 2023 hedeflerini gerçekleştirmek için aynı kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. 

'KAYMAK GİBİ YOLLAR'

Dün Elazığ'da tren yolundan geçmeye çalışırken bir sürücü, 9 vatandaşımız hayatını kaybetti. Her şey insanla başlıyor, her şey insanla bitiyor. Ne tedbir alırsanız alın, insan hatasını ortadan kaldıracak makina icat edilmedi. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Taşıdığın insanların sorumluluğunu düşünmek lazım. Önümüzde bayram var. Kaymak gibi yollar yaptık. Yolları böldük, milleti birleştirdik. Siz siz olun, kurallara uyun. Yolların kralı olmaz, yolların kuralı olur. Hayatını kaybeden tarım işçilerine Allah'tan rahmet diliyorum.

Geçen hafta Tunçbilek'te yerin 500 metre altında, hayatını kara elmasla kazanan madenci kardeşlerimizle iftarda birlikte olduk. Vatandaşlarımızın gece yarısı olmasına rağmen heyecanı, coşkusu dikkate değerdi. İşte AK Parti bu. AK Parti'nin farkı bu. AK Parti geçmişten aldığı tecrübeyi geleceğe taşıyan bir partidir, bir Türkiye partisidir. AK Parti'yle ne kadar övünsek yeridir. Vatandaşlarımız bizleri bağrına bastı, sevgileriyle, samimiyetleriyle bize güç verdiler. Ülkemiz için çok daha güzel işler yapmamız gerektiğini bir kez daha hatırlattılar. 

Merkezi yönetimde, taşra teşkilatlarıyla bir iftar sofrasında bir araya geldik. AK Parti'nin kuruluş felsefesini bir kez daha konuştuk, değerlendirdik. AK Parti'nin erdemliler hareketi olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Millete hizmetten, Türkiye'ye hizmette emekliliğin olmadığını bir kez daha gördük. Ankara'daki iftardan sonra İzmir'de şehit ve gazi aileleriyle bir araya geldik. 

Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte Burgazada Korveti'ni denize indirme, Kınalıada Korveti'ni kızağa koyma törenine katıldık. Gurur duyduk, göğsümüz kabardı. Bir zamalar bu gemileri paraları verdiğimiz halde dışarıdan teslim alamıyorduk. 74 Harekatı'nda bizi yüzüstü bırakanlar, bugün Türkiye'nin savunma ve caydırıcılık alanında, o günlerde yaşadığımız sıkıntıların bize öğrettiği tecrübeden geldiğini herkes anlamıştı. Savunma sanayine son 14 yılda 30 milyar dolar kaynak aktardık. Yerlileştirme ve millileştirmeye önem verdik. Her alanda olduğu gibi savunma sanayinde de kendi kendine yeterliliğimizi artırmamız, Türkiye ve bölgenin geleceği için olmazsa olmazdı. Kendi İHA'mızı yapabiliyoruz, şimdi silah donanımlısını yapıyoruz, tankımızı, milli piyada tüfeğimizi, bölgesel uçak projemizi yapıyoruz, helikopterimizi yapıyoruz. Yerlilik oranını yüzde 20'den yüzde 60'ın üzerine çıkardık. Türkiye'yi güçlendiriyoruz, Türkiye güçlendiği oradan ordumuz güçleniyor. 

Bundan sonra yapacaklarımız bununla sınırlı değil. Bu alandaki çalışmalarımız hızla devam ediyor. 2023 sürecinde inşallah bölgesel uçağımızı semalarımızda uçuracağız. Kuyruğunda Türk malı yazan uçağımızı uçuracağız. 2018'in sonunda tamamen yerli kaynaklarla, yerli akıl teriyle yapılmış uydumuz da gökyüzünde olacak. Türkiye bölgesinde güçlü olmak ve güçlü kalmak mecburiyetinde. Zira etrafımızda ülkemize bel bağlamış, umut bağlamış pek çok ülke var. Bu ülkelerin geleceği de Türkiye ile aynı derecede önem kazanıyor.

Cuma günü okullar tatile girdi. 18 milyon yavrumuz karnelerini aldılar, güzel bir tatili hak ettiler. Yıl boyunca üzerlerine titreyen 1 milyon öğretmenimiz de yaz tatiline girmiş oldu. Gözlerimi açtığım İstanbul'da Piri Reis İlkokulu'na gittik. Okuduğum okulu, mahalleyi görüp hemşerilerimle çok güzel anlar yaşadım. O tarihleri düşündüm, büyükşehirdeki çocuklar arasında öğrenciliğin ne kadar zor olduğunu hissettim, yaşadım. 

'BANA 'DEFOL GİT' DEMİŞLERDİ'

Ortaokulda okurken, son sınıfta ben öğretmen okuluna gitmeye karar verdim. Akrabalarıma yük olmamak için yatılı okula gidip meslek kazanmayı kafaya koymuştum. Sınava iki gün kala, 'müdür senin sınav kağıdını vermedi' dediler. Sert mizaçlı, asık yüzlü bizim Hayati Bey'e benziyor. Ciddi ve sert mizacın ardında müthiş bir insan sevgisi var tıpkı Hayati Yazıcı gibi. 'Sen öğretmen mi olacaksın' dedi. Kağıdı altı önümde yırttı çöpe attı. 'Beni görmüyor musun, hadi defol git' dedi. İki gün ağladım. Bizim gelecekle ilgili planımızı ortaokuldaki müdürümüz değiştirmişti. Bizi farklı bir güzergaha soktu. Öğretmen, hakikaten çok önemli. Anneyi, babayı çocuklar görüyor ama zamanımızın daha çoğu okullarda geçiyor. Dolayısıyla öğretmenlerimiz çocuklarımızın gelecek ufkunun şekillenmesinde çok büyük emekleri var. Fedakarca gayret eden öğretmenlerimizi kutluyorum. Onları da unutmayalım dedik ve pazar günü ilk defa Çankaya Köşkü bahçesinde bir araya getirdik, iftarı beraber açtık. 

AK Parti bütün Türkiye'nin, bütün vatandaşlarımızın partisidir. AK Parti bütün vatandaşlarımızın hukukunu korumayı esas etmiştir. Ayrımcılık yapanlar bizim bu hassasiyetimizi asla anlayamazlar. İşimiz hizmet, gücümüz millet dedik, bu günlere geldik. Türkiye'nin birliğini, bütünlüğünü her şeyin üzerinde tuttuk. Demokrasiyle ekmeğimizi, aşımızı büyüttük. Hukuk devleti anlayışıyla vatandaşımızın hukukuna sahip çıktık. Bundan sonra da aynı istikamette devam edeceğiz. İyi ki AK Parti var. 

Türkiye bütün olumsuzluklar içerisinde, ilk 4 ayda dünyanın en fazla büyüyen 5 ülkesi arasına girmeyi başardı. Bu başarı Türkiye'nin başarısıdır. Bütün bu umut verici gelişmelerin arkasındaki sır iki kelimede gizli. Güven ve istikrar. Türkiye elde ettiği güven ve istikrar, güçlü siyasi iktidarla tam yol ileri devam ediyor. 2023 hedeflerine emin adımlarla gidiyoruz. Bizim anlayışımızla devlet güçlü olsun ki millet güçlü olsun. Kayıp yıllardan ayıran, güven ve istikrardır. Güven ve istikrar sayesinde Türkiye'nin ekonomisini 14 yılda şaha kaldırdık ve rekor üstüne rekorları kırdık. Bundan sonra yapacaklarımız bununla da sınırlı değil.

Hükümet programımızı açıklarken, daha fazla üreteceğiz demiştik. Yatırıma, istihdama, ihracata daha fazla kafa yoracağız. Ekonomi, Maliye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız bir araya geldi, Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda bir dizi kararlar aldı. Burada, üreten, istihdam oluşturan, yatırım yapan, ihracatı artıran bir ekonomi. Mali disiplinden vazgeçmeden gerçek ekonomiyi büyütecek tedbirler var. Yatırımcı önündeki kırtasiye işlerini kaldırıyoruz. Yeter ki yatırım yap, bu ülke insanları için iş, aş alanları oluştur. Onlarca belge, harçlar, vergiler... Yatırımcılar pes ediyor. Bunları ortadan kaldıracak, ekonomiye katkı sağlayacağı bütün imkanları sağlayacak düzenlemeleri yapıyoruz. Ezber bozan düzenlemeler geliyor. Nitelikli beyin göçünü geri döndürecek tedbirler alıyoruz. Diğer ülkelerde gerek Türk vatandaşı, gerek başka ülke vatandaşları olsun yetişmiş, uzman insanları ülkemize gelmesi için oturma, çalışma izni hatta vatandaşlık dahil olmak üzere kolaylık sağlayacağız. Daha fazla yatırımcı gelmesini sağlayacağız.

Sosyal güvenlik alanında da köklü düzenlemeler yapıyoruz. Genel Sağlık Sigortası nedeniyle mağduriyetler yaşanıyor. Gelir testi yüzünden, bir takım borçlar çıkarılıyor. Yaşlı, engelli bakım aylığı gibi ödemeler kesiliyor. Bu şikayetler bolca geliyor. Bunu ortadan kaldıracak, yeni bir düzenlemeyi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız yapıyor, bunu da Meclis'e getireceğiz. Biz vatandaş mutluysa varız, vatandaşımız mutlu değilse bizim hükümet olmamızın ne anlamı var?"