Castro'nun, ABD'ye, Obama ve basının önünde yönelttiği sert eleştiriler 'işte kişilikli dış politika' diye yor

ABC / Dış Haberler Servisi

ABD Başkanı Barack Obama'nın tarihi Küba ziyaretinde, Raul Castro ABD'den gelen "insan hakları" eleştirilerine sert yanıtlar verdi. Küba Devlet Başkanı Castro'nun alışılmadık şekilde, Obama'ya yüzüne karşı ve basının önünde yanıt vererek ABD'yi sert şekilde eleştirmesi, şaşkınlık yaratırken, "kişilikli ve özgüvene dayalı dış politika" şeklinde yorumların yapılmasına yol açtı.

İki devlet başkanının yaptığı ortak basın toplantısında ABD'li bir gazetecinin sorusunu yanıtlayan Raul Castro, ülkesini ve sosyalizmi savundu.

Obama'nın konuşması sırasında Küba ile "insan hakları" konusunda anlaşmazlıklar yaşadıklarına dikkat çekmesine de Castro sessiz kalmadı.

Washington ile Havana'nın birçok konuda ciddi farklılıkları olduğunu söyleyen Raul Castro, iki ülkenin siyasi sistem, demokrasi, insan hakları pratiği, sosyal adalet, uluslararası ilişkiler ve dünya barışı hakkında çok farklı fikirlere sahip olduğuna vurgu yaptı.

Castro, "İnsan haklarını savunuyoruz. Sivil, siyasi, ekonomik ve kültürel hakların birbirinden ayrılamaz, birbirine bağlı ve evrensel olduğunu düşünüyoruz" dedi. Küba lideri, insan hakları tartışmasının dar siyasi hesaplar için kullanılmaması gerektiğini de sözlerine ekledi.

ABD yönetiminin kendi halkının en temel ihtiyaçlarını karşılayamadığına dikkat çeken Raul Castro şunları söyledi: 

"Doğrusunu söylemek gerekirse, bir hükümetin [kendi halkına] sağlık ve eğitim hizmetini, sosyal güvenliği, gıda, kalkınma ve eşit ödeme ile çocuk haklarını garanti edememesini akıl almaz buluyoruz."

Küba lideri, ABD'nin insan hakları konusunda da çifte standardı bulunduğunu da basının önünde ve Obama'nın yanında özlerine ekledi. Castro, ilişkilerin tamamen normalleşmesi için ablukanın kaldırılmasını ve Guantanamo Üssü'nün Küba'ya iade edilmesi gerektiğini de kaydetti.

ABD Başkanı Obama da, Küba'ya yönelik ABD ambargosunu kaldıracaklarını söyledi. Obama'nın  ziyareti, ABD Devlet Başkanı için görev süresinin en önemli ve tarihe geçecek eylemi sayılırken, Küba yönetimi için de diplomatik ve siyasal bir "zafer" anlamına geliyor.