'Diyanet’in kararı hem tüzüğe hem de İslam’a aykırı'

İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın  darbe girişiminde bulunan cuntacıların cenazeleri için din hizmeti verilmeyeceğini duyurmasına tepki gösterdi. Eliaçık, Diyanet’in kararının "politik ve tutarsız" olduğunu belirtieken,  geçen yıl hayatını kaybeden 12 Eylül 1980 darbesinin sorumlusu Kenan Evren’in cenaze namazının Diyanet’ten atanan imam tarafından kılındığını hatırlattı.

ABC Gazetesi’ne konuşan İhsan Eliaçık, ''Darbe girşimi bahanesiyle yeni sivil darbe dalgaları devam ediyor. Nereye kadar uzayacağı belli değil. Ülke politik bir kaosun içerisinde. Bu noktada birleştirici olmak lazım’ diyor.

Diyanet İşleri Başkanlığınnın darbe girişimi sırasında öldürülen darbecilere sela, teçhiz, tekfin ve cenaze namazı kılınması gibi din hizmetlerinin başkanlık tarafından verilmemesi kararını yorumlayan Eliaçık, ''Diyanet’in yaptığı bu açıklama dini değil politik bir açıklama. Devlet kurumu olduğu için hükümetten yana tavır alıyor. Darbecilerin kamuoyu nezdinde itibarını iyice düşürmek için böyle bir tavır almış görünüyor. Diyanet İşleri Başkanı kendini siyasetçi yerine koyup bu tür hareketlerde bulunmamalı’ açıklamasında bulundu.

''TUTARSIZLIK’

12 Eylül 1980 darbesinin sorumlusu Kenan Evren’in cenaze namazının Diyanet’ten atanan imam tarafından kılındığını hatırlatan Eliaçık Diyanet’in bu tavrını tutarsızlık olarak değerlendirdi.

''HEM TÜZÜĞE HEM  İSLAMA AYKIRI’

Diyanet’in darbe girişimi sırasında ölen askerlerin dini işlemlerinin Diyanet taradından kılınmama kararının hem Diyanet’in tüzüğüne, hem de İslam’a aykırı olduğuna değinen Eliaçık, ’İslam’da ölen kişinin üzerinden kılıç kalkar. Diyanet’in din hizmetleri dediği, ölüyü yıkamak, kaldırmak gibi işler artık, ölen kişinin ailesine yönelik hizmetlerdir. Diyanet de bu hizmetleri isteyen kişilere vermek durumundadır. Darbecilerin aileleri bu ülkenin vatandaşları, Diyanet’in tüzüğünde de her vatandaşın ihtiyaç duyduğu din hizmetlerini yerine getirmek vardır. Ama Diyanet işleri başkanı burada siyasi ve politik bir tutum takınarak bir siyasetçi gibi davranıyor. Ailelere sorulması ve aileler talepte bulunduğu takdirde bu hizmetlerin sunulması gerekir. Ölen ölmüştür. Siyasi tavır almak da kendisine karşı darbe girişiminde bulunulan siyasetçilere düşer. İslamın savaş ve ölümlere getirdiği merhamet mantığı açısından bakarsak, ölülerin üzerinden kılıç kalkar diye bir kural vardır. Artık ona işkence yapmak, ailesine eziyet etmek, geride kalanların yaralarını sarma anlamına gelen dini hizmetleri vermiyorum demek bir din kurumuna yakışmaz.

''Diyanet’in bir din kurumu olarak birleştirici olması gerekir’ diyen Eliaçık, ''Darbeciler başarılı olsaydı o zamanda darbeciler Diyanet’i kullanacaktı. Bu da gösteriyor ki camiler esasında birer devlet kurumuna dönüşmüş vaziyette. Camilerin bu tür siyasi oyunlara, darbe ve karşı darbe girişimlerine alet olması uygun değil’ ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, "15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ/PDY tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminde öldürülen darbecilerin cenaze namazları ile ilgili olarak halkımızdan Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığımıza gelen yoğun sorular üzerine aşağıdaki açıklamanın kamuoyu ile paylaşılması uygun görülmüştür" denilmişti.