'Hem karakolda, hem de hastaneye götürülürken dövüldüm'

Kadınların eylemini izlerken gözaltına alındığını söyleyen Ebrari "Sadece ben değil, beraber gözaltına alındığım kişiler de hastaneye gidene kadar dövüldüler" dedi. Hüda Kaya'nın oğlu olduğunu bildikleri için daha fazla darp edildiğini ifade eden Ebrari hem gözaltına alınırken, hem karakola giderken araçta, hem karakolda, hem de hastaneye götürülürken dövüldüğünü söyledi.

Bianet'ten Ekin Karaca'ya konuşan Ebrari yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Kadın eylemiydi ve biz erkekler olarak eyleme girmedik, dışarıdaydık. Eylem bittikten sonra kadınlar dağılırken eylemi izleyen, destek verdiği az çok belli olan erkeklere yönelik gözaltı işlemi yaptılar. Bunun üstüne ortalık karıştı.

Bazı kadınlar da gözaltı işlemine karşı çıkmaya başladı. Annem de o kadınların arasındaydı. Anneme bir şey olmasın diye ben sürekli annemin yanındaydım.

Kendisine yönelik de bir kaç kez itişme kakışma durumları oldu. En son bir polis anneme doğrudan müdahale edince ben aralarına girdim ve gözaltına aldılar. 

Gözaltına alınırken ve polis aracıyla karakola götürülürken devamlı dövüldüm. Gözaltında tutulanlarla çok fazla beraber olmadım ama onlarla birlikteyken onların da darp edildiğini, duvarlara vurulduklarını, diz çök-kalk-otur gibi emirler verildiğine şahit oldum.

Sadece ben değil, beraber gözaltına alındığım kişiler de hastaneye gidene kadar dövüldüler. Bana, Hüda Kaya'nın oğlu olduğumu bildikleri için biraz daha fazla yoğunlaştılar; bilinçli olarak daha fazla darp edildim.

Hem gözaltına alınırken, hem karakola giderken araçta, hem karakolda hem de hastaneye götürülürken dövüldüm. Hastaneye giderken kırık durumumu hissettim. Oturamıyordum ve yan yatmıştım ama o haldeyken bile dövdüler. Hastaneye soktuklarında da halk tepki vermesin diye ''terörist’ ''terörist’ diye bağırarak beni odaya soktular.

Hastanede kelepçeyle tutuldum. Polisler dün beni kırığım olmasına rağmen kendi arabalarıyla savcılığa götürmek istediler. Ama yakınlarım oturamadığımı ve raporlu olduğumu belirterek bunu kabul etmediler ve polis arabasıyla savcılığa gitmeme engel oldular. Öğleden sonra birden bire polisler kelepçeyi çıkartıp gittiler. Akşam saatlerinde de serbest bırakıldığımı öğrendim.''