IŞİD Türkiye savaşını yeni başlattı

Ömer Ödemiş

Irak Şam İslam Devleti isimli selefi terör örgütü İstanbul saldırı ile birlikte Türkiye’ye karşı açık savaş başlattı. Daha önceki saldırıları uyarı niteliğindeydi. Erdoğan ve AKP hükümetine; “sakın ola sınırları kapatma, militanlarımızın geçişlerini engelleme, Türkiye’de ki militanlarımıza dokunma, Rusya ile işbirliği yapma, bizi yarı yolda satma'' uyarılarıydı. Ankara, Sultanahmet ve Gaziantep saldırıları bu amaçla yapımlı, açık savaş öncesi son bir sonuç alma girişimiydi.

Ancak Rusya ile ilk ciddi adımın atıldığının duyurulması sonrasında İstanbul saldırısı geldi. Sadece bomba patlatılmadı, açık silahlı saldırı ile çok sayıda insanın öldürülmesi hedeflenirken, en sıkı korunduğu iddia edilen İstanbul kentinin kalbine ulaşarak savaşa üst boyutlu olarak girdiğini duyurmuş oldu.

Bundan böyle benzer eylemleri ve daha üst boyutlu saldırıları beklemek gerek. Sınır bölgelerinden topluca sızma ve belirli hedeflere kalıcı saldırılar ile stratejik alanlara yönelme, sürekli çatışmaların yaşanabileceği, çelişkilerin keskin olduğu kentlerde benzer saldırılara yönelebilirler.

 IŞİD ve türevi örgütler için Suriye sahasında ki varlıkları, Türkiye’nin Rusya ve dolaylı olarak Suriye ile geliştirdiği işbirliği sonucunda, uzun solukla olamayacağı açıktır.  Türkiye’nin uluslar arası baskılara daha fazla direnemeyerek sınırlarını kapatılması ile eş zamanlı olarak Rusya ve Suriye ordu güçlerinin yoğun hava ve kara operasyonları karşısında yapabilecekleri çok fazla bir şey yoktur. Tek çıkar yolları savaşı başka alanlara taşıyarak, yeni unsurları bu savaşın içine çekmektir. Türkiye IŞİD ve türevi örgütlerin rahatlıkla eyleme geçebileceği ciddi bir alt yapıya sahip oldukları bir ülke konumundadır. Suriye savaşı sırasında abu güçlere aktarılan silahlar ve bu güçler saflarında Suriye de savaşmaları için devşirilen katillerin ağırlıklı bölümü şu an Türkiye topraklarında mevzilenmiş durumdalar.  Kalıcı çatışma bölgeleri oluşturmak için her an harekete geçebilirler. Özellikle güney kentleri bu amaç için çok daha uygun bir zemine sahiptir.

AKP’nin kirli Suriye politikaları, Suriye de yüz binlerce insanın katledilmesine neden olurken, ülkemizi de IŞİD ve türevi örgütlerin hedefi haline getirmiştir. Bu gün için sadece IŞİD’ın saldırılarından bahsediyoruz. Ancak çok yakında Suriye sahasında palazlandırılan ancak o alanda tutunamayacak olan onlarla örgütün binlerce katili ile baş başa kalacağız. Özellikle güney illerimizde yerleşik zeminleri olan bu güçlerin saldırıları ve katliamları bu bölgede kalıcı ve boyutlu çatışmaları yaratabilir. Bu nedenle ciddi hassasiyet gösterilerek, her türden saldırılara karşı önlem alınmalıdır. Özellikle Hatay kentinde yuvalanmış binlerce katil,  kontrol altına alınarak, kentten çıkartılmalıdır. Reyhanlı sınır boyu geçişlere tamamen kapatılmalı ve sınır kapısı dışında geçişler için açılan onlarca yol öncelikle kontrol altına alınarak, kullanılmaz hale getirilmelidir. Yayladağı sınır bölgesinde hala varlığı devam eden silahlı kamplardan Türkiye’ye girişler durdurulmalı, lojistik destek kesilmelidir.

Suriye sahası yakında zamanda önemli gelişmelere sahne olacak ve Suriye halkı adım adım özgürleşecektir. 6 Yıla yaklaşan savaş sürecince ciddi kayıplar veren, ekonomisi alt üst olan, kentleri harabeye dönen Suriye, artık yaralarına sarma sürecine girecek ve kendisini yeniden yaratacaktır. Tüm dünyaya örnek teşkil edecek direnişinin kazanımı görecek ve yeniden etkin konumuna gelecektir.

IŞİD ve türevi örgütler artık ağırlıklı olarak Türkiye’nin ve onu yaratan ülkelerin sorunu olacaktır. Akrep her zaman geri döner ve yakınındakini sokar. Bu gerçek hiç değişmeden bir kez daha kendini yaşamda göstermiştir. Suriye’ye şeriatçı katiller aracılığı ile demokrasi götürüyoruz yalanı çökmüştür. Yalancılar teşhir olmuş, süreç bir kez daha haklının kazanımını açıkça göstermiştir.