İşte Belçika bu

Ali Kaya Soysal
İtalya karşısında bana göre talihsiz bir yenilgiyle turnuvaya başlayan Belçika ile İsveç'le berabere kalan İrlanda Cumhuriyeti ikinci maçlarında Bourdeaux'da karşılaştılar. Oyun ve oyuncu kalitesiyle Belçika rakibini 3-0'la geçti..İlk yarı tamamen Belçika baskısıyla geçti, ama goller ikinci yarıya sığdı..47'de Lukaku, 61 de sahanın yıldızı Witsel ve 70'de yine Lukaku takımlarını farka taşıdı ve son İsveç maçı öncesi 16'lar için avantaj sağladı..
 
Belçika bir proje ülkesi, son 10 yıldır ürettiği oyuncuları dünyaya pazarlayan, FIFA sıralamasında 2. sırada yer alan bu takım çok iyi bir kuşak yakaladı. Turnuva öncesi benim İspanya ve Almanya'dan sonra 3 nolu favorimdi. Seyredip göreceğiz daha neler yapabileceklerini..İrlanda ise İsveç karşısındaki direncinden yoksundu, bir başka ifadeyle Belçika'ya dayanamadılar. Bunda şampiyonanın en yaşlı takımı olmalarının bir rolü olmalı diye düşünüyorum. Son maçlarında işini garantilemiş İtalya karşısında puan veya puanlar alıp devam edebilecekler mi, çok zor ama futbolda sürprizler her zaman vardır..
 
ŞANS BİR YERE KADAR
 
F Grubu ikinci maçında İzlanda ve Macaristan Marsilya'da önemli bir puan maçına çıktılar..Macarlar Avusturya karşısında aldıkları galibiyetin özgüveniyle başladılar ve hemen kontrolü ellerine aldılar, Dzsudzsak ve Kleinheisler bir önceki maçta olduğu gibi tüm atakları yönlendirdiler..Buz ülkesinin kocaman yürekli adamları ise Portekiz maçında elde ettikleri beraberliğin sürpriz olmadığını kanıtlamak istiyorlardı. Birbirlerine çok yakın oynadılar, hatlar arasında kopukluk bırakmamaya özen gösterdiler.Ancak, sınırlı teknikleri ve güçlü fizikleri onları hücumda hava toplarıyla gol aramaya itiyor ister istemez..İlk yarı oyun inisyatifi Macarlardaydı ama gol pozisyonları 30'da Gudmundsson ve 38'de Sightorsson'la İzlanda'nındı. Bu gollere engel olan da 41 yaşındaki Macar kaleci Kiraly idi..
 
Kaçan bu fırsatların hemen ardından bir hava topu aksiyonunda kazandıkları haklı penaltıyı gole çeviren Sigurdsson İzlanda'yı 1-0 öne geçiriken dünyayı şaşırtmaya devam ediyorlardı. Ama golün şokunu çabuk atlatan Macaristan tekrar baskısını kurdu, hele 70'den sonra maçı tek kaleye çevirdi. Bu bölümde Ferencvaroslu Gera ve Nagy'nin katkısı yadsınamaz..Geç de olsa çoktan hakettikleri gole 88'de İzlanda kalecisinin hatası ve Saevarsson'un kendi kalesine giden ayak darbesiyle ulaştılar ve 4 puanla umutlarını üst tura taşıdılar..
 
PORTEKİZ TURNUVANIN EN ŞANSSIZ TAKIMI
 
Niye bu başlık? Çünkü İzlanda beraberliğinde ne kadar talihsiz olduklarını hatırlıyalım, gün gece de Avusturya karşısında herşeyi yaptılar, denediler, 30'a yakın gol girişimi, 20 küsur şut, Ronaldo'nun kaçan penaltısı direkten dönen top, kalede devleşen Almer, sadece Quaresma'nın sayısız orta ve kornerleri ve 0-0..! Olmayınca olmuyor işte..
 
Oysa Parc des Princes'de, 2014 Dünya Kupasının finalini yönetmiş FIFA'nın bir nolu hakemi İtalyan Rizzoli yönetiminde büyük umutlarla başlamıştı Portekiz, Avusturya maçına. Daha 3. dakikada Harnik'in az farkla auta giden kafa vuruşundan sonra Akdenizliler sazı ellerine aldılar, devre sonuna kadar tam 5 adet gol pozisyonu yakaladılar. Buna karşın sürekli savunmada kalan Avusturya 40'da Alaba'nın frikiğiyle gole yaklaşabildi sadece.  Devre bittiğinde topa sahip olma oranı yüzde 70'e yüzde 30 Portekiz lehineydi..
 
İkinci yarı manzara değişmedi. Gittikçe artan Portekiz  baskısına Avusturya orta sahasında Baumgartlinger, defansında Fuchs ve Hinteregger'in ön plana çıktıkları direncleriyle karşı koymaya çalıştılar. Buna bir de Kaleci Almer'in harika performansı eklenince ortaya "duvar tenisi" gibi bir  oyun çıktı. Bu bölümde 23 yaşındaki Raphael Guerreiro sol kanattaki ataklarıyla yıldızlaştı. 78'de penaltı atışından da yararlanamayan Portekizliler sahadan bir puanla ayrılmak durumunda kaldı. Bu grupta son Portekiz-Macaristan ve Avusturya-İzlanda maçlarından önce durum bir hayli karıştı. Çünkü puansız takım yok, diğer gruplardaki en iyi 3. leri de  belirleyecek alınacak sonuçlar, izleyip göreceğiz..