Kardeşim ESAD

Ömer Ödemiş / HABER ANALİZ

Türkiye, İran ve Rusya’nın katıldığı Suriye toplantısı dün Moskova'da gerçekleşti. Uzunca bir süreden beri beklenen ve son Rus elçisinin Ankara’nın orta yerinde öldürülmesinden sonra yapılamaz denilen toplantı yapıldı ve önemli kararlar alındı.

Toplantıda ilk kez Nusra Cephesi, adı da telaffuz edilerek Suriye’deki terör örgütleri arasında sayıldı. Suriye'nin bu örgütlerden temizlenmesi için iş birliği kararı alındı. Radikal cihatçı örgütlere desteğin kesilmesi ve Suriye’ye girişlerinin engellenmesi kararının yanı sıra, Beşar Esad ismi bir kez daha kalıcı olarak vurgulandı. Böylece Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın kalıcı olacağı netleşti ve yapılan açıklamalarda bunun altı çizildi. Ayrıca Halep kentinin dinci teröristlerden temizlenmesi sürecinin devam edeceği belirtilerek, Halep kentinin cihatçı katillerden temizlenmesinin ortak karar olduğu açıklandı.

Türkiye ani bir politika değişikliği ile Nusra ve türevi örgütleri Moskova'da satmıştır. Bu beklenen bir şeydi. Uçak krizi sonrasında Türkiye-Rusya arası ilişkilerin ilk başladığı süreçte tüm bunlar konuşulmuş, Ocak ayına kadar çözülmesi kararına varılmıştı. Düne kadar ciddi bir adım atılamazken, Rus Büyükelçisinin cihatçı bir polis tarafından öldürülmesinin ertesi günü biraz daha hızlıca davranılarak bu kararın altına imza atıldı.

IŞİD dışında Nusra ve türevi örgütlerin karargâhı konumunda olan kent İdlib kenti. Suriye’nin değişik kentlerinden temizlenen pek çok cihatçının İdlib kentine gitmesine izin verildi. Şam, Humus ve Halep merkez ve kırsalından binlerce cihatçı bu kente taşınarak, abluka altına alındı. Türkiye daha önceki süreçte bu kenti “güvenli bölge'' oluşturmak amacıyla kullanmak istemiş ise de, artık bu mümkün görünmüyor.

Diğer bir ifade ile Moskova anlaşmasının sonuçları kısa süre içerisinde İdlib Kentinde kendisini gösterecektir. İdlib kentine yönelik bir operasyon zaman geçirilmeden başlatılacak ve bu kenti karargâh olarak kullanan cihatçı terör grupları temizlenecektir.  Sayılarının yaklaşık olarak 25 bin civarında olduğu ifade edilen cihatçıların sıkışması durumunda kaçabilecekleri tek sınır ise Türkiye sınırı. Eğer Türkiye sınırları kapatır,  cihatçıların ülkemize girişine izin vermez ise bu katiller imha edilerek, coğrafyadan temizlenirler. Ki Moskova anlaşması bunun yapılmasını da içeriyor.

AKP HAVLU ATTI

AKP 6 yıl önce Orta Doğu liderliği hevesiyle Esad iktidarını devirerek, Müslüman Kardeşler türevi Sünni bir iktidar oluşturmak için çıktığı yolda havlu atmak zorunda kalmıştır. 6 yıllık süreçte her türden kirli yöntem kullanılarak, Suriye devleti yıkılmaya çalışılmış, bu amaçla dünyanın onlarca ülkesinden cihatçılar Suriye’ye taşınarak, silahlandırılmış ve savaşa sokulmuştur.

Bu hevesle milyonlarca insan yerinden yurdundan edilmiş, Suriye kentleri yağmalanmış, 15 bine yakın çocuk katledilmiş, toplamda 600 civarında insan ise yaşamını yitirmiş oldu. Harabeye dönen kentlerin orta yerinde zafer türküleri söyleyen Suriye halkı bu sürecin kazananıdır.

Çok yakında artık "Kardeşim Esad" sürecine geçilecek gibi görünüyor.