Kürsüye tutuklu gazetecilerin fotoğrafıyla çıktı
Kürsüye tutuklu gazetecilerin fotoğrafıyla ç... CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, AKP'nin medyaya yönelik baskılarını ilginç bir örnekle anlattı. Yarkadaş, "İş öyle bir noktaya geldi ki; medya neyi yayınlayacağını şaşırdı. Binali Yıldırım konuşurken, yayın...
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, AKP'nin medyaya yönelik baskılarını ilginç bir örnekle anlattı. Yarkadaş, "İş öyle bir noktaya geldi ki; medya neyi yayınlayacağını şaşırdı. Binali Yıldırım konuşurken, yayın kesiliyor, bir anda Tayyip Erdoğan ekrana geliyor'' dedi. Yarkadaş, Cumhuriyet, Sözcü, Evrensel ve Birgün'e yönelik baskıları da gündeme getirdi.
''BİNALİ YILDIRIM NEREYE KAYBOLDU?''
TBMM Genel Kurulu'nda Basın İlan Kurumu Kanunu'nda değişiklik yapılması için verdiği teklif üzerine söz alan CHP'li Yarkadaş, AKP'lilerin tepkisine yol açan bir konuşma yaptı. Yarkadaş, "Bu sabah konuşmama hazırlanırken, ekranda Başbakan Binali Yıldırım vardı. Yıldırım bir anda ekrandan kayboldu, yerine Tayyip Erdoğan geldi. Yandaş medya bile artık kimi yayınlayacağını şaşırmış; Tayyip Erdoğan'ı mı yayınlasak, Binali Yıldırım'ı mı yayınlasak, yoksa AKP gençlik kollarının, kadın kollarının etkinliklerini mi yayınlasak diye kara kara düşünüyor'' dedi.
''AKP İÇİNDE HUZURSUZLUK VAR''
Binali Yıldırım'ın konuşmasının aniden kesilmesinin AKP içindeki huzursuzluğun işareti olduğunu belirten Yarkadaş, ''Başbakan'ın yayınının bu denli kolay kesilmesi ya da Tayyip Erdoğan'ın tam da AKP grup toplantısının olduğu saate bir konuşma koyması, AKP içindeki huzursuzluğu da ortaya çıkarıyor'' ifadesini kullandı.
Yarkadaş, AKP sıralarına dönerek, "Saray'ın, Başbakan Binali Yıldırım'ın performansından memnun olmadığını, hatta "Ahmet Davutoğlu'ndan bile daha kötü performans gösteriyorsun" dediğini biliyoruz. Ama yazıktır, medyaya bu kadar baskı yapmayın. Medya artık neyi yayınlayacağını şaşırmış vaziyette'' dedi.
'ASILSIZ SUÇLAMALARLA CEZAEVİNDELER'
Medyaya yönelik baskıların geçmişten bugüne sürdüğünü ve git gide arttığını vurgulayan Yarkadaş, sözü Cumhuriyet çalışanlarının tutukluluğuna getirdi. Yarkadaş, ''Cumhuriyet Gazetesinin çalışanları yirmi beş gündür, sorgusuz sualsiz, asılsız suçlamalarla cezaevinde tutuluyor'' diye konuştu.
'TEK SUÇLARI MUHALİF OLMAK'
Cezaevine atılan Cumhuriyet çalışanlarının fotoğraflarının basılı olduğu dövizi genel kurul salonuna gösteren Yarkadaş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye'de muhalif olmanın ya da Tayyip Erdoğan'ın, Binali Yıldırım'ın, AKP'lilerin her dediğine "Doğrudur" dememenin bedeli budur; gazetecilerin cezaevine atılmasıdır. Şu an aralarında Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay'ın da olduğu tam 142 gazeteci cezaevinde haksız bir şekilde tutulmaktadır. Tek suçlarıysa muhalif olmalarıdır.''
'BASKI YÖNTEMİ DEĞİŞMEDİ'
Konuşmasında, Basın İlan Kurumu'nun tarihçesini ve AKP döneminde nasıl yandaşlaştırıldığını da anlatan Yarkadaş, "1950'den sonraki hükümetler de ilanları yandaşlarına dağıtmak istedi. O gün buna direnen, karşı çıkan gazetelerin yazarları da bugün Cumhuriyet Gazetesi'nin yazarları gibi cezaevine atıldı, tehdit edildi'' dedi.
'BİK'İ FETÖ'NÜN ARKA BAHÇESİ YAPTINIZ'
Basın İlan Kurumu'nun 15 Temmuz alçak darbe girişimine kadar FETÖ'nün arka bahçesi haline geldiğini belirten Yarkadaş, sözlerine şöyle devam etti:
''Öyle ki; 15 Temmuz 2016 tarihine kadar, FETÖ'nün gizli kasası olarak bilinen Alaattin Kaya'nın gazetelerine Basın İlan Kurumu tarafından reklam ve ilan yağdırıldı. AKP "FETÖ'yü arıyorum. FETÖ'yle mücadele ediyorum" derken Cumhuriyet Gazetesi yazarlarını hedef alıyor, muhalif kimliğiyle tanınan Sözcü'yü Basın İlan Kurumu üzerinden boğmaya, etkisiz hâle getirmeye çalışıyor.
Eğer gerçekten FETÖ'yle Basın İlan Kurumunda mücadele edecekseniz Sözcü'yü, Cumhuriyet'i, Birgün'ü, yani muhalif gazeteleri hedef almayı bırakın, gelin, hep birlikte, Basın İlan Kurumunun bu yapısını değiştirelim. Gelin; 9 kişilik bir kurul oluşturalım ve bu 9 kişilik kurul gerçek tirajlara ilan versin.''
'YANDAŞLARINIZI BESLİYORSUNUZ'
Yarkadaş, konuşmasında yandaş medyaya Basın İlan Kurumu eliyle dağıtılan haksız kazanca da vurgu yaptı. Yarkadaş, şunu söyledi:
''Sözcü Gazetesi 350 binin üzerinde satarken, hiç satmayan Milat ve Yeni Birlik gibi gazeteler, Sözcü'den, Cumhuriyet'ten daha çok ilan alıyor. Bunların resmî bir şekilde araştırılması ve Basın İlan Kanunu'nun yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Yok, eğer "Biz yandaşlara buradan para dağıtacağız." diyorsanız, tabii ki bu düzenlemeye de karşı çıkacaksınızdır.
GAZETE DEĞİL BASIN BÜLTENİ
Çünkü biliyoruz ki; Basın İlan Kurumunun bütçesi üzerinden yandaş medyayı besliyor, satmayan gazeteleri ayakta tutuyor ve onları âdeta birer propaganda bülteni hâline getiriyorsunuz. Buna itiraz edenleri ise FETÖ'cü torbasına atarak cezalandırmaya çalışıyorsunuz. Ama emin olun ki, ne yaparsanız yapın Cumhuriyet de, Sözcü de, Birgün de, Evrensel de, diğer muhalif gazeteler de iktidarınızın bu baskısı karşısında geri adım atmayacaktır.''
AKP'Lİ MUŞ: PARTİMİZDE HUZURSUZLUK YOK
Yarkadaş'ın konuşması üzerine ''sataşma olduğu'' gerekçesiyle söz alan AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş, "Partimizde huzursuzluk yoktur. Bizim içimizde huzursuzluk falan yok, siz kendi içinize bir bakın, bir umut olmaya çalışın insanlara, ondan sonra çıkıp bu anlamda bir eleştiri yapın'' dedi.
'DAVUTOĞLU'NA DARBE YAPILDI'
CHP'li Yarkadaş, bu sözler üzerine kürsüye yeniden gelerek cevap verdi. Yarkadaş, "AKP içindeki huzursuzluğu burada anlatmam sayın grup başkan vekilinin zoruna gitti. Şu arkamda boş duran Başbakanlık koltuğunda ben bu Meclise geldiğimde Ahmet Davutoğlu oturuyordu. Sonra ne olduysa, birdenbire Ahmet Davutoğlu gitti, yerine anlayamadığımız bir darbeyle Binali Yıldırım oturtuldu'' dedi.
'AKP'LİLERİN KAFASI KARMAKARIŞIK'
Yarkadaş, AKP'li vekillerin sık sık laf attığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğer gerçekten AKP içinde bir huzursuzluk yoksa, bunun adı da bir "darbe" değilse nedir? AKP içindeki huzursuzluğun gitgide arttığını, sayın milletvekillerinin kafa karışıklığından da Sayın Binali Yıldırım'ın geçen akşam TRT 1'de yaptığı konuşmadan da anlıyoruz. Bunu saklamaya çalışmak, basını baskı altın alarak bu huzursuzluğu gizlemeye çalışmak boş, beyhude bir çabadır. O yüzden, siz ne derseniz deyin tarih sonuçta hükmünü veriyor.
'TARİHE KARIŞACAKSINIZ'
Cumhuriyet Halk Partisi doksan yılı aşmış köklü bir partidir, AKP gibi konjonktürel bir parti değildir. Bugün konjonktüre dayanarak yüzde 49 almak sizi çok fazla umutlandırmasın. ANAP gibi, DYP gibi bir konjonktür partisisiniz, yarın da tarihe karışacaksınız. Tarihe karışmanızın önünde engel olamazsınız. 1940'ta İsmet İnönü'den, 1950'de başka yerlerden örnekler vererek kendinizi açığa çıkaramazsınız.
'142 GAZETECİYİ CEZAEVİNE ATTINIZ'
Sizin iktidarınızda şu anda 142 gazeteci sorgusuz sualsiz cezaevinde yatıyor. Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının attığı "tweet"ten dolayı cezaevinde olmasını bir türlü anlatamıyorsunuz. 142 gazetecinin cezaevinde olduğu, Türkiye'nin açık bir cezaevine dönüştürüldüğü bir hükûmetin üyesisiniz ve tarihe de böyle geçeceksiniz. Güneşi balçıkla sıvayamazsınız.''
"Kürsüye tutuklu gazetecilerin fotoğrafıyla çıktı" haberi, 30 Kasım 2016 tarihinde yazılmıştır. 30 Kasım 2016 tarihinde de güncellenmiştir. Politika kategorisi altında bulunan Kürsüye tutuklu gazetecilerin fotoğrafıyla çıktı haberi 2016 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Kürsüye tutuklu gazetecilerin fotoğrafıyla çıktı 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Politika konusunda 25 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.