"Milli Eğitim Bakanlığı resmen kapatılmış, Vakıflara devredilmiştir"

Milli Eğitim Bakanlığı'ndan 1 milyon Lira başlangıç ödeneği alarak kurulması öngörülen, Bakanlığın yurtdışındaki mülklerine istendiği anda devir yoluyla sahip olması sağlanacak Maarif Vakfı, anayasaya ve eğitim biriliğine açıkça aykırı hükümler içermesine rağmen AKP oylarıyla kanunlaştı. 

Kanun hakkında Genel Kurul'da söz alan CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, Meclis konuşması ve yazılı açıklamasında, Maarif Vakfı'nın Milli Eğitim Bakanlığı'nın da üzerinde yetkilerle ve ayrıcalıklarla donatıldığını savundu, "Bu yasayla Bakanlığın eğitim politikasının dernek ve vakıflara terk edildiği bir kez daha belgelenmiştir" dedi.

Denizli Milletvekili Kazım Arslan'ın açıklamasında öne çıkan başlıklar şöyle:

Bu tasarı, Millî eğitim politikasını artık Bakanlık değil AKP güdümlü ve laik eğitimin karşısındaki dernek ve vakıflara bırakma eğilimidir. Devlet eliyle "Maarif Vakfı" adında bir eğitim vakfı kurulması demek, eğitim birliğinin zedelenmesidir. Eğitim birliğini bozduğunuz, laik ve çağdaş eğitimden uzak vakıflaşmaya gittiğiniz sürece tamamen siyasi kadrolaşmaya varırsınız.

Bu tasarıyla vakfa sağlanan gelirlere baktığımızda, artık Millî Eğitim Bakanlığının elde edemeyeceği gelirlerin vakfa yönlendirildiği açıkça ortaya çıkmıştır. Vakıf, bu kanunla birçok vergi ve harçtan da muaf tutulmuştur. Vakfın, bu muafiyetlerle, millî eğitim bünyesinde ayrı bir otorite, ayrı bir güç olmasına olanak sağlayacak bir yapı ortaya çıkacaktır.

Bu yasa tasarısı, Anayasa'da korunan Atatürkçü ve Kemalist düşünce çerçevesindeki laik eğitimin tamamen ortadan kalkmasına yol açabilecek, vakıf, AKP'nin ideolojisine göre bir eğitim yapan ve gençleri yetiştiren bir duruma gelecektir.

AKP, PARALEL VAKIF KURMA PEŞİNDE
Bu yasa, vakıftaki eğitimcilerin eğitimini dahi Bakanlıktan alıp vakfa terk etmekte, yurt dışında Bakanlığa ait birçok mülkü tek maddeyle bu vakfın bünyesine vermektedir. Maarif Vakfına Millî Eğitim Bakanlığı tarafından daha başlangıçta 1 milyon Türk lirası verilecektir.?
Millî Eğitim Vakfı zaten mevcutken yeni bir vakıf kurulması bir paralel yeni bir vakfın ortaya çıkmasına da neden olacaktır. 

42 YIL GÖREVDE KALABİLMEK NASIL BİR ANLAYIŞTIR?
Vakfın Mütevelli Heyetlerinin seçilmesi ve bunların 30 yaşından 72 yaşına kadar görevde kalabilecek olması, ayrıca Mütevelli Heyetinde bulunan bir üyenin yönetimde de görev almasına olanak sağlanması, burada vakfı Mütevelli Heyeti mi yönetecek, Yönetim Kurulu mu yönetecek sorusunu da beraberinde getirmektedir. 

Milli Eğitim Bakanlığı dururken,  eğitimi daha nitelikli, daha kaliteli bir şekilde yapma imkânınız varken, bu görevin bu vakfa devredilmesi hatalıdır. Bu vakfı gerek adıyla gerekse yapılanması yönüyle eğitim amaçlı değil, tamamen siyasi amaçlı kurulan bir vakıf olarak görüyorum. 

VAKIF, EĞİTİMİ İSTEDİĞİ YERE SÜRÜKLER
Tasarıyla, Bu vakfın Bakanlıkça doğrudan denetlenme imkânı bile verilmemiştir. Mütevelli Heyetinin, vakıf senedinde yapılacak değişikliklerde her türlü değişikliği yapma imkânı vardır. Bu vakfın ayrı bir otorite olması hâlinde, elinde olan imkânlarla gerçekten farklı bir alana, farklı bir mecraya doğru eğitimi sürükleyeceği de açıklıkla ortaya çıkmaktadır. 
 
ANAYASA MAHKEMESİNDEN DÖNECEK BİR YASADIR
Bu tasarı eğitim birliğine aykırı bir düzenlemedir. Anayasa Mahkemesi tarafından da mutlaka iptal edilecektir diye düşünüyorum. 

Çare bellidir; Eğitim birliğini yeniden tam olarak sağlamak için Atatürk'ün bize emanet etmiş olduğu laik ve çağdaş bir eğitim düzenini en iyi şekilde vermenin yoluna bakmak zorundayız."