Prof. Kaboğlu: Padişahın bile partisi yoktu, bu dönüşü olmayan batış demek

Prof. Kaboğlu: Padişahın bile partisi yoktu, bu dönüşü olmayan batış demek

Prof. Kaboğlu: Padişahın bile partisi yoktu,...  Kaboğlu, “Padişahın bile partisi yoktu. Padişahlık ötesi bir durum söz konusu. Biri ''Erdoğan büyük bir lider, bütün yetkileri ona verelim’ diyebilir. Ama ''Gelecek kuşaklara anayasa yapıyorum’ demek dürüst değil'' diye...

 Kaboğlu, “Padişahın bile partisi yoktu. Padişahlık ötesi bir durum söz konusu. Biri ''Erdoğan büyük bir lider, bütün yetkileri ona verelim’ diyebilir. Ama ''Gelecek kuşaklara anayasa yapıyorum’ demek dürüst değil'' diye konuştu.

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, AKP’nin anayasa teklifini, Osmanlı ve Türkiye tarihindeki en büyük kopma olarak değerlendiriyor. ''Cumhuriyet parantezi’ tartışmasına değinerek, “Teklif aslında, ''Osmanlı ve Cumhuriyet parantezini kapatmak’ demek oluyor. Osmanlı’nın modernleşme mirası üzerine kurulan ''Türkiye Cumhuriyeti parantezi’nin kapatılması. Bu saptamayı yaparken, Osmanlı hayranlığı ya da karşıtlığı üzerinden bir şeye kapılmamamız gerekiyor. Bizim sorunumuz şu anda bu sorunu çıplak gözle okumak. Teklifi ben tarihimizin en büyük kırılması olarak görüyorum'' diyor.

Cumhuriyet'ten Hilal Köse, Kaboğlu ile Anayasa değişikliği teklifini konuştu.

- Bu değişiklik tam olarak ne demek?

Aralık 1876, Aralık 2016. Anayasa hukuku tarihimiz 140 yıl önceye uzanıyor. Bugüne kadar büyük kopmalar oldu. Şimdiye dek yaşanan kopmalar, gitgeller bir yana, 10 Aralık’ta açıklanan teklifin getireceği kopma bir yana. 1876’da parlamento kuruluyor. 1909’da parlamenter rejime geçiliyor. 1921’de Meclis hükümeti öne çıkıyor. 1924’te parlamenter rejime doğru adım atılıyor. 1961’de klasik parlamenter rejim kuruluyor. 1982’de otoriterleşme yolunda adımlar atılsa da parlamento eksenli 1876 çizgisi korunuyor. Dünyada, anayasa yürürlükte iken bir rejim değişikliği yapmak diye bir şey yok. Ben bilmiyorum. Türkiye’de sorunlar var. Ancak, ciddi kazanımlarımız da var. Bu kadar radikal bir rejim değişikliğinin çok inandırıcı ve ciddi nedenlerinin olması gerekiyor. Bu da tartışılarak anlaşılır. 1982 Anayasası da bir darbe, kırılma ürünü. 1982 Anayasası’nda yapılabilecek olduğu halde yapılmayanın burada yapılması söz konusu. Bu ilk ve en büyük kırılmadır. Teklifte, 2010 değişikliğinden geri dönüşler var. Hani çok sahiplenerek savunuyordunuz? 2010 değişikliğine karşı çıkanları karalıyordunuz... Bugünü çok iyi tartışmamız gerekiyor.

"BU ACELE VE TELAŞ NEDEN?"

- Hükümetten gelen açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

En ileri anayasalarda bile ''OHAL dönemlerinde Anayasa yapılamaz’ kuralı var. Niçin? Çünkü bir Anayasa kamuoyu oluşması gerekiyor. Öne sürülen gerekçeler inandırıcı değil. ''Koalisyon istemiyoruz’ deniyor. Sonra da deniyor ki; ''biz çoğunluğumuza güveniyoruz.’ CHP’ye de ''sen kazanamayacağın için istemiyorsun’ deniyor. Bu söylemlerin doğru olduğunu varsayalım. Önümüzdeki 10-15 yıl ülkeyi sen yöneteceksen niçin 10, 15 hafta bekleyemiyorsun? Sorulması gereken ana soru bu. Bu acele, bu telaş neden? 1982 Anayasası bile daha saydam bir ortamda kotarıldı. Darbe teşebbüsünde bulunanlar ile darbe girişimini bastıranlar ayrıştığına göre, 61 ve 82’den çok ciddi farklar var. 15 Temmuz’un gölgesinde bunu kotarmaya çalışıyorsunuz. Yangından mal kaçırırmış gibi bir yöntem izlemek, soru işareti yaratıyor. Acaba 15 Temmuz bir fırsat mı? Hükümet bu soruya yanıt vermezse, bu anayasa 2017’de oylansa da 15 Temmuz Anayasası olur. Ciddi meşruluk sorunlarını beraberinde getirir.

"DÖNÜŞÜ OLMAYAN BATIŞ"

- Rejim değişikliği yanlılarına bir çağrınız olur mu?

2010 değişikliğini istemeyenler hainlikle suçlanıyordu. Eski solcular bile hayır diyenleri statükoculukla itham ediyordu. Çok geçmeden ne oldu? 12 Eylül referandumu gibi oldukça düşük profilli bir değişiklik bile, bu kadar pişmanlığa, çatışmaya yol açtıysa, 15 Temmuz’un alt yapısını hazırladıysa, bu değişikliğin böyle kotarılmasını bir düşünün. Çok büyük gailelere yol açabilecek. ''Ne oluyor?’ diyen MHP, AKP içinde de vardır. Bunu öncelikle AKP’lilerin düşünmesi gerekiyor. 6 yıl önce de ''biz çok doğru yapıyoruz’ diyorlardı. Şimdiki dönüşü olmayan bir batma olur. Onlar da kurtaramazlar.

"GELECEK KOALİSYONDA"

- Türkiye’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Aslında Türkiye’nin geleceği koalisyon hükümetleri. 2023’lere bir normalleşme bekleniyorsa, parlamenter rejimdeki aksamalar saptanarak, milli koalisyon yoluna gidilmeli. Burdan bakınca, büyük zorluklar bekliyor bizi. Erdoğan ''kandırıldık’ dedi. Biz hukukçular şunu söylüyoruz; kandırılmamak için kötü de olsa hukuk kuralına, liyakata uyacaksın. Lord Acton’un meşhur sözüdür: İktidar çürütür, mutlak iktidar mutlaka çürütür. Şimdiki gidiş büyük bir çılgınlık...

515151515.jpg

GÖREV ZAMANI

- Teklife hayır diyenlere öneriniz var mı?

Ciddi bir yaklaşım sorunu geliştirmek lazım. Türkiye’nin geleceğini düşünen, geçmişin birikiminin bilincinde olan, bu birikime layık bir gelecek isteyen kesimlere çok görev düşüyor. Soğukkanlı olarak anayasal bilgi kirliliğini açmak, doğrunun ne olduğunu söyleme görevimiz var. Biz doğruyu söyleyelim. Hükümete çağrıyı yapalım: OHAL’i kaldır, anayasa tartışması başlat. Eğme, bükme. Sen bütün yetkileri bir kişide istiyorsun. Açıkça söyle bunu. Dürüst olmak istiyorsan adını koy. Birbirimizi aldatmayalım. Çünkü, bir süre sonra yüz yüze bakabilecek ortamı bulamayabiliriz.

"PADİŞAHIN BİLE PARTİSİ YOKTU"

- Teklifin en tartışmalı önerisi ne?

Hükümetin bütün yetkileri Cumhurbaşkanı’na veriliyor. TBMM’nin görev ve yetkileri, kural koyma ve yürütmeyi denetleme yetkisi daraltılıyor. Cumhurbaşkanı kanunda öngörülmeyen bütün alanlara müdahale edecek. Her şey, Cumhurbaşkanı’nın arkasında bir parlamento çoğunluğunun bulunmasına göre ayarlanmış. Meclis’in, Cumhurbaşkanı’nın karşı çıkacağı bir düzenlemeyi yapması söz konusu değil. Cumhurbaşkanı parti başkanı olabilecek. Milletvekili adaylarını belirleyecek, o yolla çoğunluğu oluşturacak. Gelecek seçimlerde de listeye girmek isteyecek milletvekili, Cumhurbaşkanı ile ters düşmeyecek. Tam olarak Cumhurbaşkanı’nın gözetimindeki parlamento yapısı olacak. HSYK’nin yarısını Cumhurbaşkanı, yarısını Meclis seçer diyor. Meclis’i kim oluşturacak? Yasama, yürütme ve yargı, doğrudan ve dolaylı olarak tek makamın uhdesinde toplanıyor.

DÜRÜSTLÜK ZAAFI

- Şimdi de böyle bir görüntü var...

Bizi o düzen kurtaracaksa, bugün de zaten bu imkânınız var. Padişahlık mı isteniyor deniyor. Padişahın partisi yoktu. Padişahlık ötesi bir durum söz konusu. Bir de dürüstlük zaafı var. Bir kişi, samimi olarak ''Sayın Erdoğan, büyük bir lider, bütün yetkileri ona verelim’ diyebilir. Ancak, ''gelecek kuşaklar için anayasa yapıyorum’ demek dürüstlük ilkesi açısından sorunlu. Burada her şey yapılmış bir kişinin adı yazılmamış. Bu kadar vefasızlık olur mu? Adamın adını belirtin hiç değilse, ayıp...

"ANGOLA'DA, ZAMBİYA'DA BÖYLE BİR ŞEY OLMAZ"

- Anayasa çalışmalarına yıllarını vermiş biri olarak teklifi okuyunca ne hissettiniz?

İnandırıcı olmasa da ''görüşüyoruz, erkler ayrılığına saygı göstereceğiz’ gibi mesajlar verilirken, aslında ben bu kadarını beklemiyordum. Bir tatil günü, insan hakları günü, dalga geçer gibi suratımıza çarptılar. Osmanlı’dan bu yana 140 yılın kazanımı var. Parlamentonun oluşumu 140, 150 yıllık bir süreç... Kolay olmadı. Kendine ''milliyetçi maneviyatçı’ diyen grubun, bu kadar büyük bir mirası ''tanımıyorum’ diyerek, geri dönmesi... Bende, ''acaba sanal bir dünyada mı yaşıyorum, benim toplumum bu mu’ duygusu yarattı. Ancak, soğukkanlılığı kaybetmemek, onlar gibi bağırıp çağırmamak gerekiyor. Vur deyince öldürmüşler. Böyle bir şey olamaz. ''Biz bunda içteniz’ diyorlarsa, şunu öneririm: Lütfen zahmet etmeyin, teklifi askıya alalım. ''Erdoğan buyrun siz yönetin, büyüksünüz, kurtarıcısınız’ demek dürüstlüğünü gösterelim. Herhangi bir sorumlululuk doğarsa da sayın Erdoğan ''sorumluluk benimdir’ desin.

2007'Yİ HATIRLATTI

Sözde bir Anayasa teklifi yapıyorsunuz, bütün yetkiyi bir kişiye veriyorsunuz. 21. yüzyılda, Angola’da, Zambiya’da böyle bir şey olmaz. 2007’de gerçekten büyük bir kilitlenme yaşandığı için mi anayasa değişikliğine gidildi? Bunu çok iyi saptamak lazım.

"Prof. Kaboğlu: Padişahın bile partisi yoktu, bu dönüşü olmayan batış demek" haberi, 27 Aralık 2016 tarihinde yazılmıştır. 27 Aralık 2016 tarihinde de güncellenmiştir. Politika kategorisi altında bulunan Prof. Kaboğlu: Padişahın bile partisi yoktu, bu dönüşü olmayan batış demek haberi 2016 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Prof. Kaboğlu: Padişahın bile partisi yoktu, bu dönüşü olmayan batış demek 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Politika konusunda 20 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 15:13 Ordunun polisin yetkileri genişletildi: Ekvador'da OHAL ilan edildi
  2. 15:11 Beşiktaş'ın Galibiyet Sevinci Çok Çok Kısa Sürdü!
  3. 15:10 Libya’dan Filistin’in BM üyeliğinin veto edilmesine ilişkin açıklama geldi: Derin üzüntü duyuyoruz
  4. 15:09 Bakan Symmonds ‘Zamanı gelmişti’ dedi: Barbados, Filistin’i resmen tanıdı
  5. 15:05 Öpüşme Görüntüleri Kumpas! Yılmaz Erdoğan'ın hamlesi çok konuşulacak!
  6. 15:05 AKP'den 'İstiklal Marşı', 'Atatürk ve Erdoğan'a hakaret' iddialarıyla ilgili açıklama geldi
  7. 15:02 Erasmus+ Projesi Kapsamında Konya'da Kariyer Danışmanlığı Eğitimi Verildi
  8. 15:00 Türkiye'yi Vuran Şiddetli Fırtına ve Sağanak:Ağaçlar Devrildi,Çatılar Uçtu,Yaşam Olumsuz Etkilendi
  9. 15:00 Malatya'da 3.8 Büyüklüğünde Deprem: Endişe ve Uyarılar Artıyor
  10. 14:57 Gemlik'te Yağışın Sebep Olduğu Duvar Çökmesinde 2 Kişi Yaralandı
  11. 14:56 Komşusunun Hayatını Heimlich Manevrasıyla Kurtardı
  12. 14:51 Nicolas Pepe'nin Trabzonspor'dan Ayrılığı Gündemde: Juventus İlgileniyor
  13. 14:50 Eskişehir’de 3 bin fidan projesinde yüzler güldü!
  14. 14:50 "Döner Kardeşler" Çete Liderleri Banu Parlak Davasına Karıştı: İfade ve Pazarlık Detayları
  15. 14:46 Hamas'ın Siyasi Bürosu Merkez Değiştiriyor: İsrail-Hamas Görüşmeleri Tehlikede!
  16. 14:45 Uğur Dündar'ın Cinsellik Açıklaması! Program sunucusu Ece Üner'i Kahkahalara Boğdu!
  17. 14:43 Sultanlar Ligi Finalinde Fenerbahçe ve Eczacıbaşı Arasındaki Heyecan Dorukta!
  18. 14:39 Ünlü Ekonomist Korhan Berzeg'in Gizemli Kayboluşu mahalle sakinlerinde büyük endişe yaratıyor
  19. 14:33 İran Dışişleri Bakanı İsrail'e Sert Tepki Verdi: 'Çocuk Oyuncaklarına Benziyor!
  20. 14:29 Galatasaray-Pendikspor Maçı: Liderlik Koltuğu İçin Kritik Karşılaşma Öncesi Heyecan Dorukta
Politika Haberleri