TKP kanatları arasında 'Yetmez ama evetçi' 'tartışması

Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi öncülüğünde Hasan Cemal, Baskın Oran, Oya Baydar gibi bir zamanların AKP destekçisi "yetmez ama evetçi" isimlerin imzasının bulunduğu ’Erdoğan Rejimi Türkiye’yi felakete götürüyor. Buna boyun eğemeyiz, eğmeyeceğiz’’ bildirisi solda yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. 

Halkın Türkiye Komünist Partisi (HTKP) Merkez Komite üyesi ve önde gelen sosyalist yazarlardan Metin Çulhaoğlu, ''’Erdoğan Rejimi Türkiye’yi felakete götürüyor. Buna boyun eğemeyiz, eğmeyeceğiz’’ bildirisi imzacılarına 'Yetmez ama evetçi' diye karşı çıkanları dün gece sosyal medya ortamında eleştirdi. Çulhaoğlu'nun bu çıkışı, devrimci ve sosyalist çevrelerde şaşkınlıkla karşılandı.
 

'BURADAN DEVRİMCİLİK ÇIKMAZ'

Facebook hesabından paylaştığı gönderide "Bizler, kendimizi, dün "yetmez ama evet" diyen, bugün de RTE'ye cephe açan birtakım kişilere karşı olmakla mı tanımlayacağız?" diye soran Çulhaoğlu,  "Kusura bakmayın, ama Türkiye'de "devrimci siyasetin" derecesi bu insanlara ne kadar ağır küfür edildiğiyle ölçülecekse, bir ben yokum, iki buradan devrimcilik falan çıkmaz" dedi.

 
'LİBERAL UTANMAZLIK...'

''’Erdoğan Rejimi Türkiye’yi felakete götürüyor. Buna boyun eğemeyiz, eğmeyeceğiz’’ bildirisini yakın zamanda HTKP'den ayrılan Türkiye Komünist Hareketi'nin (TKH) yayın organı Gazete Manifesto'da; "Liberal utanmazlık: Yetmez Ama Evetçiler 'boyun eğme'yecekmiş" başlığıyla haberleştirilmiş ve sert bir dille eleştirmişti. 

Gazete Manifesto'da yer alan değerlendirmede şöyle denilmişti:

"Bildirinin içerisinde geçen ülkenin felakete götürüldüğü ve boyun eğme sözleri akıllara Türkiye Komünist Partisi’nin 2008 yılında yayınladığı 'Türkiye Cumhuriyeti Felaketin Eşiğinde' bildirisini ve 2011 yılında yapılan seçim sloganı olup daha sonra Haziran Direnişi’nin de en önemli sloganı haline gelen “Boyun Eğme'' sloganını hatırlattı. Bu son bildirinin de altında imzası bulunan liberaller ise aynı dönemde, AKP’nin Ergenekon ve Balyoz gibi davalarla “askeri vesayete'' nasıl son verdiği masalını pazarlamakla ve 12 Eylül 2010 Anayasa Referandumunda 'Yetmez Ama Evet' kampanyasıyla AKP’ye destek olmakla meşguldüler." 

Tartışmalara konu olan "Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi" nin yayınladığı bildiri ise şöyle:

"Erdoğan Rejimi Türkiye’yi Felakete Götürüyor
1) Doğru haber isteyenler Havuz Medyası’na mahkum ediliyor. Bunun yöntemi, Türksat ve Digitürk gibi kuruluşlara emir gönderip Samanyolu ve İMC gibi onlarca ekranı karartmak.
2) Hedef seçilenlerin özel şirket ve bankaları iflasa sürükleniyor. Bunun yöntemi, kayyum atamak. Bu şimdi de muhalif belediyelere uygulanacak.
3) Muhalif gazeteci yaşatılmıyor. Bunun yöntemleri; her yazısına dava açmak, telefonlarını dinlemek, gözaltına almak, terör örgütü propagandası ve casuslukla suçlamak, Sulh Ceza hakimlerine tutuklatıp AYM müdahale edene kadar en az 3 ay yatırmak. Tahliye edilen gazeteciler de “Ben gidiyorum, ortalık çalkalanabilir'' sözleriyle yandaşlar için hedef gösteriliyor.
4) HSYK cenderesi altında oradan oraya sürgün edilen Yargı, son olarak “AYM kararına uymuyorum, saygı da duymuyorum'' sözleriyle sarsıldı.
5) İnsanlar sosyal medyaya elini süremez hale getirildi. Bunun yöntemi “Cumhurbaşkanına hakaret''ten tazminat davaları açmak, tutuklatmak. Şimdi de işi kökünden halletmek için “Sosyal Medya Anayasası'' hazırlanıyor.
6) Tamamen iflas etmiş Suriye politikası Türkiye’nin tüm dünyada aşağılanmasına sebep olduğu gibi, iç politikada kutuplaşma için kullanılıyor.
7) Kürt Meselesini “çözmek'' için inanılmaz yöntemler icat ediliyor: Şehirler tank ve top ateşiyle yıkılıyor.Operasyonlarda işkence ve kötü muameleyle suçlanan er ve subaylar hakkında başbakan ve milli savunma bakanının izni olmadan soruşturma bile açılamayacak; polis zaten bu ayrıcalıktan yararlanmakta. Güvenlik güçleri “duvar ötesi görüntüleme cihazları''yla donatılacak ve “görünmez kılan hayalet boya'' ile boyanacak…
Başkanlık rejimi gelirse bütün bunlar Anayasa ve yasalara “uygun'' hale gelecek…
Erdoğan Rejimi ülkeyi gittikçe felakete götürüyor. Buna boyun eğemeyiz, eğmeyeceğiz!"

NOT: Türkiye Komünist Partisi (TKP) geçtiğimiz yıl büyük bir ayrışma yaşamış, Kemal Okuyan, Aydemir Güler liderlerinin başını çektiği ekip Komünist Parti (KP), Erkan Baş ve Metin Çulhaoğlu öncülüğündeki ekip ise Halkın Türkiye Komünist Partisi (HTKP) adını yoluna devam etmişti. Yakın zamanda HTKP'de de bir ayrışma daha yaşamış ve Kurtuluş Kılçer ile arkadaşlarının öncülüğünde hareket eden bir grup Türkiye Komünist Hareketi'ni (TKH) kurmuştu.