'Toplantı set etmenin' cezası 5 TL!

'Toplantı set etmenin' cezası 5 TL!

'Toplantı set etmenin' cezası 5 TL! Eczacıbaşı Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ''uydurukça’ adını verdiği bu dille mücadele başlatmış durumda. Şirkette bu dille konuşanlara 5 TL ceza veriliyor ve toplanan para Eczacıbaşı Gönüllüleri’ne gidiyor...

Eczacıbaşı Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ''uydurukça’ adını verdiği bu dille mücadele başlatmış durumda. Şirkette bu dille konuşanlara 5 TL ceza veriliyor ve toplanan para Eczacıbaşı Gönüllüleri’ne gidiyor ve okullara sözlük alınıyor.

Hürriyet’ten Ayşe Arman’ın Bülent Eczacıbaşı’yla gerçekleştirdiği röportaj şu şekilde:

“Bülent Bey, gerçekten kediniz Karakedi Kaşmir, sizin asistanınızdı da… Siz, onu kediye mi çevirdiniz?

-Evet, eskiden asistanımdı! Ama ben çevirmedim, kendisi dönüştü.

  Nasıl yani?

-Eczacıbaşı’nda ''uydurukça’ konuşanlar, belirli bir sınırı aşınca kendiliğinden kara kediye dönüşürler.

 Aman iyi ki uyardınız! Ben de size, “Bir selfie çekebilir miyiz birlikte'' diyecektim. İyi ki dememişim. Uyduruk Türkçe konuşunca, kim bilir beni neye çevirirdiniz?

-Korkma, bizde misafirlere dokunulmaz! Uydurukça konuşan misafirleri de çeşitli yaratıklara çevirmeye kalksaydık, burası hayvanat bahçesine dönerdi.

 Bu da iyiymiş! ''Selfie’ yerine ''özçekim’ mi demem gerekiyor?

-Gerekiyor diye bir şey yok. Herkes istediği kelimeyi kullanmakta özgür. Ama ''özçekim’ fena mı? Türkçesi dururken İngilizcesini kullanmak özenti değil mi?

  Wow! O zaman ''brainstorming’ yok, ''challenge’ yok, ''deadline’ yok, hatta ''hello’ yok, ''karizma’ yok, ''mood’ yok…

-Bak bu verdiğin örnekler, önemli bir soruna işaret ediyor aslında. Biz, yeterince terim türetmiyoruz. Türkçenin yapısıyla uyumlu sözcükler türetip, yabancı dil istilasını mümkün olduğu kadar önlememiz gerekiyor. Türkçe de terim üretmeye uygun bir dil.

Eczacıbaşı binasına ''giriş yaptığımdan’ beri düşünüyorum. Pardon, “Binaya giriş yaptım'' demek de ''uydurukça’ mı?

-Tabii ki uydurukça! Hem de ''uydurukça’nın âlâsı! “Yapıyor olmak, ediyor olmak'' gibi ifadeler de öyle… Türkçesi bulunan yabancı kelimeler kadar, Türkçede olmayan tuhaf ifade biçimleri kullanmak da uydurukça! “Girdim'' demek yerine, “Giriş yaptım'' demenin anlamı ne? Bir de, işin tuhafı, giriş-çıkış yapanlar, nedense hep yüksek ve saygıdeğer şahıslar oluyor! “Müdür Bey giriş yaptı!'' deniyor hep. “Sokaktan bir adam giriş yaptı'' hiç olmuyor nedense…

  Türkçeyi uyduruk konuşunca, kendi şirket elemanlarınıza ceza olarak para mı kesiyorsunuz?

-Yok canım. Ceza, işin şakası. Sadece gönüllü katkılarda bulunuyorlar!

  O gönüllü katkılarla ne yapıyorsunuz peki?

-Sözlükler satın alıp, okullara armağan ediyoruz!

 O sözlüklerle sayenizde ''benefit’ sağlayanlar oldu yani!

-Evet, ''benefit sağlıyor olduk’ ve bundan büyük ''mutluluk duyuyor olduk’!

Peki şirket çalışanları nasıl ''adapte’ oldu? Ay pardon, tepkileri ne oldu? Kolay uyum sağladılar mı?

-Tabii, tabii. Amaç farkındalık yaratmak. Yarattık. Kendi çapımızda da yaratmaya devam ediyoruz. Ama tabii böyle büyük bir sorunun, eğlenceli bir oyunla kökünden çözümlenebileceğini hayal etmiyoruz.

  Sizce “Türkçe yıkılıyor'' mu?

-Evet. Gençlerin “Yıkılıyoooo!'' diye övmelerini hak edecek kadar güzel bir dilimiz var. Türkçe olumlu anlamda yıkılıyor! Belki de en güzel devrini yaşıyor. Yeter ki, biz, dilimize özen gösterelim.

Son yıllarda ''plaza Türkçesi’ diye bir şey mi gelişti?

-Bu tanım bize ait değil. Ama evet, plazalarda ''uydurukça’ daha çok kullanılıyor…

 İyi de bazı kelimelerin de Türkçesi yok…

-Tabii yok. Her dil, başka dillerden sözcükler alır. Dillerin doğal gelişme sürecinin bir parçasıdır bu. Önemli olan, bunu aşırıya götürüp, ortaya kimsenin anlamadığı bir dil çıkarmamak. Bir zamanlar da, dilimizi Arapça ve Farsça kelimelerle doldurduk, Osmanlıca konuşan dar bir çevre dışında halkın anlamadığı bir dil ortaya çıktı…

  Bir liste de yayımlamışsınız şirkette ''plaza Türkçesi’yle ilgili. Neler var o listede?

-Odaklanmak yerine fokuslanmak, taramak yerine scan etmek, yönetmek yerine manage etmek, nakit yerine cash, önermek yerine propose etmek. Ve daha neler, neler…

 Siz hiç mi konuşurken araya İngilizce, hatta Almanca sıkıştırmıyorsunuz?

-Sıkıştırmıyorum diyemem. Ama elimden geleni yapıyorum. Zaten en korktuğum şey, yanlışsız Türkçe kullanmak iddiasında olduğum gibi bir izlenim yaratmak. Bu söyleşiden sonra yandım ben! Her kelimem büyüteç altına alınacaktır.

 ''Uydurukça’, Türkçesi bulunan kelimelerin İngilizcesi kullanıldığında ortaya çıkıyor. Peki Türkçenin tek sorunu bu mu?

-Tabii ki değil! Yaygın şekilde bozuk ve yanlış Türkçe kullanımı, dilbilgisi ve imla yanlışları, telaffuz yanlışları da söz konusu. ''Plaza Türkçesi’, sorunun sadece bir bölümü, hatta küçük bir bölümü…

 Siz Türkçenin, dünyanın en önemli dillerinden biri olduğunu mu söylüyorsunuz? Bu, biraz iddialı değil mi?

-Değil! Bir dilin dünyadaki yaygınlığı, söz varlığının zenginliği, yapısal özellikleri, ifade gücü, tarihi, işlenmiş bir dil olup olmadığı, kaç kişi tarafından kullanılmakta olduğu, o dilde edebi ve bilimsel eserlerin verilmiş olup olmadığı gibi ölçütlere bakmak lazım… Bakınca fark ediyorsunuz ki, bütün bu ölçütlere göre Türkçe, dünyanın en önemli dillerinden biri. İngilizce, Türkçeden sekiz asır sonra yazı dili olabilmiş.

Bu ne anlama geliyor?

-Türkçe’nin çok daha uzun bir tarih süreci içinde bir kültürün taşıyıcısı olduğu anlamına geliyor. Kendi elimizle güzel dilimizi yağmalamanın ne âlemi var?

 Ne kadar geniş bir coğrafyada kaç kişi tarafından konuşuluyor Türkçe?

-Çeşitli lehçeleriyle değerlendirildiğinde 220 milyon kişi tarafından. Dünyada beşinci…

 Harika bilgiler bunlar. Ama siz ''dil polisliği’ne soyunmadınız değil mi?

-Yok, hayır. Dilde yasakçılık ve zorlama olmaz. O, Nazilerin yöntemi olur. Onlar Almanya’da bunu denediler, hiçbir sonuç alamadılar. Kelimeler kendilerini kabul ettirebilirlerse var olurlar ve kullanıma girerler. “Günaydın'' kendini kabul ettirdi, hepimiz kullanıyoruz. “Tünaydın'' ise ettiremedi, yok oldu. Buna halk karar veriyor.

Türkçede sizin tespit ettiğiniz sorunlar ne?

-Birincisi, okullarda dilimizin öğretimine önem vermiyoruz ve dilimizi öğretemiyoruz. Ana dil, bu kadar kötü eğitime kuşaklar boyu dayanamaz! Kendi dillerini öğrenemeyenler, tabii yabancı dilleri de öğrenemiyorlar. İkincisi, yeterince sözcük türetemiyoruz. Sözcük türeterek kullanıcıların beğenisine sunmak dil kurumlarının, yazarların, iletişimcilerin, hepimizin yapabileceği bir şey. Onun dışında medyada rastlanan yanlış kullanımların önüne geçilmesi çok önemli. Medya kurumları, sunucuların doğru Türkçe konuşmaları, sözcükleri doğru telaffuz etmeleri konusunda çaba göstermeliler. Uzman danışmanlardan yararlanmalılar. “… meydaaana geldi'' diye konuşanlar sunucu olabilirler mi?''

"'Toplantı set etmenin' cezası 5 TL!" haberi, 29 Kasım 2016 tarihinde yazılmıştır. 29 Kasım 2016 tarihinde de güncellenmiştir. Yaşam kategorisi altında bulunan 'Toplantı set etmenin' cezası 5 TL! haberi 2016 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. 'Toplantı set etmenin' cezası 5 TL! 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Yaşam konusunda 19 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 09:11 Ekrem İmamoğlu yabancı basına konuştu: Türkiye rotasını çizdi
  2. 09:06 Bakan Yerlikaya duyurdu: İstanbul'da "Mahzen-29" operasyonları
  3. 09:03 AK Parti'de “Kent Lokantaları” tartışması: Erdoğan sinirlendi
  4. 08:54 Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu ihalesi MHP'li Eyyup Yıldız ile AKP'li Cevat Olçok’a verildi
  5. 08:50 AK Parti’de Rolex 'kazası': “Biz bu milletin ta kendisiyiz” diye paylaştığı fotoğrafı sildi
  6. 08:45 Yenilenen Jeep Renegade e-Hybrid Türkiye'de: İşte fiyat listesi
  7. 08:39 Cem Yılmaz’ın nafaka esprisine Mehmet Esen’den sert tepki: Aşağılık bir benzetme
  8. 08:36 Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan tessettür yanıtı
  9. 08:28 Depremde oteli yıkılan AK Partili isme hizmet plaketi verildi
  10. 08:25 Nuray Babacan: Erdoğan’ın Marmaris tatilinden kritik detay, damat hariç herkes oradaydı
  11. 08:20 İsmail Saymaz: Facetime’dan talimat, Haliç Köprüsü’nde suikast
  12. 08:16 Aytunç Erkin yazdı: 15 Temmuz öncesi uyaran albay bir kez daha uyardı
  13. 08:11 Fehmi Koru: Birileri, CHPlilere, basit gündemlerin peşine takılmanın yanlışlığını hatırlatmalı
  14. 08:09 Soğuk hava geliyor: Meteoroloji’den çok sayıda kent için kuvvetli sağanak uyarısı
  15. 08:06 İsrail İran’a misilleme saldırısı başlattı
  16. 01:12 Yüzyıllık bir geçmişe sahip olan dondurma fabrikası, beklenmedik bir şekilde iflas etti
  17. 01:00 TBMM'nin İliç Komisyonu üyeleri Resmi Gazete'de yayımlandı
  18. 00:53 Elite World Hotels & Resorts, Van Kahvaltısını Türkiye'nin Dört Bir Yanına Taşıyor
  19. 00:51 ABD, Filistin'in BM'ye tam üyelik başvurusunu veto etti
  20. 00:51 Resmi Gazete 19 Nisan 2024 kararları
Yaşam Haberleri