Türkiye felsefesinde hocalarını aşamayanlar

Türkiye felsefesinde hocalarını aşamayanlar

Türkiye felsefesinde hocalarını aşamayanlar Mehmet AkkayaGenç bir arkadaş, ülkemizdeki eski kuşak felsefecilerimizle yeniler arasındaki ilişkiyi, sürekliliği, kopuşu, kısacası farkı soruyor. Her felsefe sorusu gibi uzun bir yanıtı gerektiriyor merak edilen. Üstelik yanıt...

Mehmet Akkaya

Genç bir arkadaş, ülkemizdeki eski kuşak felsefecilerimizle yeniler arasındaki ilişkiyi, sürekliliği, kopuşu, kısacası farkı soruyor. Her felsefe sorusu gibi uzun bir yanıtı gerektiriyor merak edilen. Üstelik yanıt yeni soruları doğuruyor, genç arkadaşın sorusunun sonu gelecek gibi değil. Felsefenin gerekli olup olmadığını ekliyor ansızın konuşmalarına. Türkiye’den başlamışken soruya, daha doğrusu sorulara, Avrupa’ya geçiyor, tekrar yerele dönüyor. Yerel felsefeci/filozof adlarını anarken bunlara Batılı felsefecileri ekliyor. Hegel’i, Marx’ı bilip bilmediğimi, beğenip beğenmediğimi soruyor sonra.
Soruların birçoğunun karışıklığı gibi genç arkadaşın, fikir yürütmelerinde de bir karışıklık kendini açığa vuruyor. Felsefenin para kazandırmadığına inandığını hatırlatıyor, ben sözümü henüz tamamlamamışken. ''Sosyal ve ekonomik sorunların özüne uygun felsefeler yapılabilseydi, ülkemiz de dünya da daha yaşanılır bir yer olurdu’ biçimindeki cevabımla ilgilenmek yerine intiharın felsefesi üzerine konuşmamı arzu ediyor, Nietzsche’ye neden karşı olduğumu öğrenmek istiyor. Bu dağınıklık içinde yanıt verilebilir somutlukta olanı, bence ilk elden kurgulanan sorudur. Bu tarz bir felsefe konusunun da toplumsal ve ekonomik karakterli dünya sorunlarıyla ancak dolaylı bir ilgisi olabilir. Konuşmamız da bu noktaya doğru kaydığından, altını çizdiğim birkaç noktayı burada da anmak isterim.
Dünyada olduğu gibi ülkemizdeki felsefenin de doruk noktası, 18. yüzyılda yaşamış olan ünlü Alman filozofu İmmanuel Kant olmuştur. İlkçağ felsefesinde Platon ve Aristoteles’in etkisi ne ise modern dönemde de (Yeniçağ) Kant’ın etkisi öyle olmuştur. Her iki ekolü aşmanın da kolay olmadığını belirtmek gerekir. Felsefedeki tekrarlarda bu ekollerin rolü büyüktür. Eskisi bir yana, Kant’ın aşılması, Yeni Kantçılık, Hegelcilik, Marksçılık gibi yeni tarz felsefelere bile sıçramak kolay olmamıştır. Yine de Kant’ın aşılması Avrupa ülkelerinde kısmen de olsa söz konusu olmuş, diyalektik felsefenin gücü sayesinde Hegel ve Marx ile birlikte felsefe zenginleşme imkanı bulmuştur.
J. P. Sartre’ın ''Marksizm çağımızın aşılamaz felsefesidir’ demesi ve Selahattin Hilav’ın ''Marksizm, çağımızın en yüksek bilincini temsil eder’ biçimindeki ifadesi, felsefenin Hegel ve Marx ile zenginleştiğini ve hatta yeni bir nitelik kazandığı anlamına gelir. Ne var ki, bu zenginleşmenin istisnalar dışında Doğu’da ya da Asya ve Afrika toplumlarında etkili olduğunu söylemek zor. İstisnası Rusya ve Çin olabilir, oralarda da radikal sosyal sonuçlar doğurmuştur felsefe. Felsefenin kişileri de toplumları da zenginleştirdiğini kanıtlayan sayısız örnek bulmak kolaydır. Lakin felsefe maddi zenginlik için yapılan bir etkinlik değildir. Kişisel nedenlerle yapıldığı da gerçeği yansıtmaz. Yine de onu insanın fiziksel ve entelektüel ihtiyaçlarından izole ederek ele almak, onu adeta bir ibadet biçimine dönüştürmek ve mitoslaştırmak doğu değildir.
Sibirya’da Muz Bizde Felsefe
Kanaatim odur ki bizdeki felsefe, imparatorluk yıllarında teolojinin etkisinde kalmıştı, dolayısıyla sunulanlar ve yazılanlar çağın değerleriyle zenginleşmiş bir felsefe değildi. Bu yüzden olsa gerek ''Sibirya’da muz bizde felsefe'' denmiştir (Fahri Fındıkoğlu). Felsefe diye çoğu zaman da felsefe tarihi nakledilmiş, tekrarlanmış, öğretilmiş ve sunulmuştur. Bu yapılanlar elbette yanlış değildir; ama yeterli de olmamıştır. Bu felsefe tarihinin içinde Cumhuriyet döneminde bile Hegel ve Marx büyük oranda görmezlikten gelinmiştir. Hilmi Ziya Ülken ve Takiyettin Mengüşoğlu’nun sunumlarına bakılırsa en fazla teolojik karakterli felsefeye karşı seküler bir felsefe yolu izlenmiştir. Daha fazlası yapılmamıştır.
Felsefe Tarihi adlı kitabın yazarı Macit Gökberk, hem üniversite düzeyinde felsefe yaptığı için, günümüzdeki pek çok felsefe hocasına da hocalık yaptığı için anılmaya değerdir. Bedia Akarsu ve İonna Kuçuradi gibi kadın felsefecileri de tezimize uygun olarak (Kantçılık bağlamında) anmamız gerekir. Cumhuriyet dönemindeki felsefenin motivasyonu, modern değerlere özen gösteren, kısmen de olsa dinsellik karşıtlığı, aynı zamanda kurulu düzenden yana bir felsefe kurmak şeklinde olmuştur. Felsefenin iki özelliği olan kökene yönelme (arkhe araştırması) ve radikal sonuçlar alma anlayışına uygun bir gelişmeye mesafeli durmuştur. Yine bu felsefe, merkezi ve toplumsal sorunlardan hareket etmemekle birlikte toplumla bütünleşme ve kitleselleşme sorununu da aşamamıştır.
1970’li yıllardan itibaren felsefe yapmaya başlayanların yeni bir özelliğini saptıyoruz: Kimilerini yakından tanıma, dersler alma ve kitaplarını okuma olanağı yakaladığımız bu kuşak en üretken felsefecileri temsil ediyor. Üretken dediğim, yalnızca ders vermekle yetinmediler kitaplar yazdılar, dergilerde, gazetelerde makaleler, denemeler yayımladılar. Felsefeyi radyo ve televizyon ortamlarına da taşıdıkları düşünülebilir. Bu kuşak da Kant’tan kopamamakla birlikte yine de farklı felsefe disiplinlerine tekabül eden eserleriyle dikkat çektiler. Ülkemizdeki felsefenin, bunlarla birlikte görünüşe çıktığını söyleyebiliriz. Bunlar da öncekiler gibi Batı meraklısı olmakla ilgimizi çekerler, kendi kurdukları felsefeden daha çok Batı felsefesini önemsemekle tanınmaktalar.
Toplumsal Mücadelenin Felsefeye Etkisi
Nermi Uygur, Ö. Naci Soykan, Afşar Timuçin, Betül Çotuksöken, Doğan Özlem, Ahmet İnam gibi isimler ilk aklıma gelen verimli felsefeciler. Bu adını andığım felsefeciler sanat, bilgi, bilim, dil, etik ve tarih felsefelerine dair sayıca onları bulan, bazen aşan kitaplar yayınladılar. Uluğ Nutku gibi isimlere rağmen bu kuşağın da, toplum sorunlarından hareketle felsefe kurduklarını bırakalım, Hegel ve Marxçı düşünüş tarzıyla bile zenginleşme yaşamadıkları anlaşılıyor. Bu zaafına rağmen ülkemizde yapılmakta olan felsefenin asıl yükünü, adları özetle verilen bu kuşak çekmiştir, çekmektedir diyebiliriz. 1965-1980 dönemindeki toplumsal mücadeleye paralel bir felsefi gelişim olmadığı, bu dönemin felsefesinin de yapılmadığı bir iddia olarak ortaya konabilir. Böyle bir felsefe, döneme tanıklık eden verimli kuşak olarak anılan bu kesimden beklenebilirdi. Görüldüğü kadarıyla sınıf gerçeğini paranteze almak, Türkiye felsefesinin bir başka temel özelliği olarak dikkat çekiyor.
1980’lerden sonra felsefe dünyasına girenlerin ise eser verme düzeyinde bile olsa hocaları kadar verimli olduklarını söylemek zor görünüyor. Yani verimli felsefecilerimizin Kant’ı aşamadıkları argümanını yeni kuşağa uygulayarak -biraz pesimist bir perspektifle- “hocalarını da aşamadılar'' denilebilir. Yakın zamanlarda kaybettiğimiz Ahmet Cevizci adını paranteze almak sanırım yanlış olmayacak. Öncekilerde olduğu gibi yeni felsefecilerde de sınıf bakışı belirgin olmadığından ekolojik, kadın sorunu, etnik meseleler, cinsiyete bağlı sorunlara bir merak olmakla birlikte, köklü felsefi söylemler geliştirildiği söylenemez.
Bugün açısından, ülkemizdeki felsefede halen üç ekolden söz etmek mümkündür. Birisi, terimin geniş anlamında analitik olarak da ifade edilebilecek olan seküler felsefedir (baskın olanı budur). İkincisi biraz geriletilmiş olsa da teolojik (mistik ve ruhani) karakterli olanıdır. Üçüncüsü ise pek çok yeni kuşak felsefecide serpiştirilmiş olarak görülen, Hegel’i de içerecek tarzda, yapılmakta olan Marksçı felsefedir. Elbette çok sayıda moda düzeyinde felsefi akımlar da etkili oluyor. Postmodernizm bunlardan yalnızca biri; bu türden akımları ve söylemleri anılan ekollerden birisinin veya sentezlerinin altında toplamak mümkün görünüyor.

"Türkiye felsefesinde hocalarını aşamayanlar" haberi, 02 Kasım 2016 tarihinde yazılmıştır. 02 Kasım 2016 tarihinde de güncellenmiştir. ABC Kritik kategorisi altında bulunan Türkiye felsefesinde hocalarını aşamayanlar haberi 2016 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Türkiye felsefesinde hocalarını aşamayanlar 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. ABC Kritik konusunda 20 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 05:47 Sadettin Saran açıkladı: Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız
  2. 05:35 Başkentte ucuz alışverişin adresi! Markette fiyatlar artarken orada düşüyor
  3. 05:31 Otomobillerde Nisan ayı kampanyasını başlattı! Bu listeye bakmadan karar vermeyin
  4. 05:29 Hyundai fiyatlamalarını güncelledi! Türkiye'nin en ucuz aracıydı
  5. 05:27 Bakan Şimşek para politikaları hakkında konuştu: Harcamalarda kesintiye gideceğiz
  6. 05:25 Tesla'dan Türkiye'ye özel ucuz model sunuldu: Tek motorlu Model Y satışta
  7. 05:17 Tesla'dan Türk müşterilere müjde geldi: Model Y'ye özel 1,3 milyon lira indirim sunuyorlar
  8. 05:15 AYM'den ek vergi kararı verildi: 75 bin mükellef bunu bekliyordu
  9. 05:11 Mehmet Şimşek'e 'yerel halk' tepkisi: Sömürge valisi böyle konuşur
  10. 05:08 Zamanaşımına uğrayan hesaplarda önemli değişiklik yapılacak
  11. 05:02 CHP’den Et ve Süt Kurumu'na tepki geldi: Zam geri alınmalı
  12. 04:59 Merkez Bankası'nın rezervlerinde artış gözlemlendi
  13. 04:57 Tüketici kredilerinde artış gözlemlendi
  14. 04:54 Kafe ve restoranlardaki fahiş fiyat boykotuna ticaret odasından tepki geldi
  15. 04:52 Ekvador'da son 2 günde 2 belediye başkanı suç çeteleri tarafından öldürüldü
  16. 04:48 Ünlü oyuncu sette kaza geçirdi: Chris Pratt film setinde ayağını yaraladı
  17. 04:46 AB yetkilisinden Trump’a yanıt geldi: Putin'den korkmayın
  18. 04:43 İspanyol bakan uluslararası topluma seslendi: Gazze'ye odaklanın!
  19. 04:41 MB açıklamasından sonra planlar değişti! Temmuz zamları ne kadar olacak?
  20. 04:39 Türkiye'de eğitim gören yabancı öğrenci sayısı belli oldu: işte o rakamlar
ABC Kritik Haberleri