HDP’den 'çekilme' açıklaması: Kazanımlarımıza sahip çıkacağız

HDP’den 'çekilme' açıklaması: Kazanımlarımıza sahip çıkacağız

HDP’den 'çekilme' açıklaması: Kazanımlarımız... Büyükşehir belediyeleri dahil birçok ilçe belediyesine yönelik kayyum darbesinin ardından tabandan gelen "çekilme" talebini parti kurullarında değerlendiren

Büyükşehir belediyeleri dahil birçok ilçe belediyesine yönelik kayyum darbesinin ardından tabandan gelen "çekilme" talebini parti kurullarında değerlendiren HDP’de, Meclis çatısı altında aktif siyaseti sürdürme eğilimi ağırlık kazandı. Kayyumlara karşı tutumlarını bir deklarasyonla duyuran Eşbaşkanlar, "HDP kazanımlarından vazgeçmeyecektir" dedi.

31 Mart Yerel Seçimleri’nde kazandığı 69 belediyeden 24’üne İçişleri Bakanlığı kararıyla kayyum atanan ve 19 belediye eş başkanı tutuklanan HDP, yeni dönem siyasetine yönelik yapılan tartışmaların ardından yol haritasını açıkladı.

'KAZANIMLARI KORUYACAĞIZ'

12 maddelik bir deklarasyonla kayyum tutumlarını açıklayan HDP Eş Başkanları Sezai Temelli ve Pervin Buldan, "Atanan her kayyum demokrasiye darbedir" derken, "Hiçbir yerden hiçbir alandan çekilmeyeceğiz, kazanımlarımızı koruyacağız" dedi.

HDP, tüm yapı ve bileşenleriyle gerçekleştirildiği toplantıda yeni döneme dair yol haritasını belirleyecek olan deklarasyon açıklandı. Deklarasyonda, kayyumların demokrasiye vurulmuş açık bir darbe ve faşizme giden yolda yeni bir ivme olduğu belirtilerek, iktidarın 2020 yılında Meclisi, 2021’de Anayasa’yı tümden anlamsızlaştırmayı hedeflediği ve 2023’te rejiminin başarısını açıkça ilan etmeye hazırladığının altı çizildi.

HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli tarafından açıklanan deklarasyon şöyle:

1. Türkiye’nin artık bir kayyım rejimi ile yönetildiği bütün çıplaklığı ile ortadadır. 15 Temmuz darbe girişimini fırsata çevirerek Olağanüstü Hal ile bir siyasi darbe yapan AKP, daha sonra yanına aldığı MHP ile oluşturduğu iktidar bloğu, ilk işlerden biri olarak yerel yönetimlerde irade gaspına girişmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de siyasi darbe ve kayyım zihniyeti üzerine inşa edilmektedir.

Kayyım politikası ortak yaşamın temeline konulmuş bir dinamittir. Bununla birlikte 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarının tanınmaması ile başlatılan ve sürdürülen kayyım politikası, sadece sandıktaki halk iradesinin yok sayılması ile ifade edilemez. Aynı zamanda toplumsal meşrutiyetini yitiren AKP-MHP iktidarının zor ve baskı yöntemleri ile kendini sürdürme politikasıdır. 31 Mart seçim sonuçlarını tanımayan AKP, toplumsal meşrutiyetinin kalmadığını kabul etmiştir. Kayyım zihniyeti üzerine kurulmuş bir iktidar demokrasi fikrine ve demokratik gelecek umuduna en büyük tehdittir.

'KAYYIM UYGULAMASI KÜRTLERE KARŞI DÜŞMAN HUKUKU UYGULANMASIDIR'

2. Kayyım uygulaması Kürtlere karşı düşman hukuku uygulamasıdır. 31 Mart seçimlerinden sonra da tam hız devam ettirilen kayyım politikası herkesten ve her şeyden önce Kürt halkının ve bölgedeki diğer seçmenlerin siyasi iradesinin çiğnenmesi, yok sayılmasıdır. Kayyım politikaları hem hukuku hem de hukuk devleti temelinde toplumsal barış inancını yok etmeye yöneliktir. Kurulmak istenen rejimin prototipidir. İktidarın içerde ve dışarda yürüttüğü diğer politikalara da bakıldığında, bu tutumun Kürt halkına yönelik açık bir düşmanlık olduğu bütün çıplaklığı ile ortaya çıkmaktadır.

3. Seçme ve seçilme hakkı demokratik işleyişin en temel şartıdır. Evrensel insan hakları hukuku da Türkiye Anayasası da bunu kabul etmektedir. Seçme ve seçilme hakkının gaspı en başta bu gerçekleri tanımamak ve yok saymaktır. Tek bir ilde veya ilçede seçmen iradesinin gasp edilmesi, toplumun tümünün iradesine hakarettir.

4. Yerel demokrasi, demokrasinin beşiğidir, yatağıdır. Yerel demokrasi, yerelden ve yerinden yönetim anlayışı bizler için vazgeçilmez bir ilke ve hedeftir. Her türlü despotizme karşı en sağlam güvencelerin başında gelir. Yerel demokrasinin olmaması durumunda hiçbir demokratik hak ve özgürlük gerçek anlamda gelişemez, siyasi yaşam vesayet girdabına sıkışır. Bu nedenle atanan her kayyım demokrasiye vurulmuş açık bir darbedir, faşizme giden yolda yeni bir ivmedir.

AKP, bu ülkede yaşanan OHAL, demokratik siyasete darbe ve kayyım darbeleri ile kendinden önceki askeri darbelerin bir parçasını olduğunu göstermiştir.

5. Yerel demokrasi modelimizi biçimlendiren demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü anlayış, aynı zamanda eş başkanlık sistemine ve eşit temsiliyete imkân sağlayan evrensel bir modeldir.

Kaynağını ve eşitlik ruhunu kadın özgürlük mücadelesinden alan eş başkanlık sisteminin algı operasyonlarının aracı haline getirilmesine asla izin vermeyeceğiz. Eş başkanlık ve eşit temsil sistemi, erkek egemenliğine, tekçiliğe, inkâr ve yok saymanın her biçimine karşı on yıllardır kesintisiz mücadele sürdüren kadınların, toplumu dönüştürmenin en önemli adımlarından biridir. Eş başkanlık mor çizgimizdir ve bizler için ilkeseldir. Yeni yaşam iddiamızın gerekli koşuludur. Kayyım gaspının ilk hedefi haline gelen eş başkanlık sisteminin kadın mücadelesi kazanımı olduğu bilinciyle, başta kadın hareketi olmak üzere geleceğini demokraside gören tüm demokrasi güçlerine, siyasi partilere, emek örgütlerine, meslek birliklerine, demokratik kitle örgütlerine, sivil toplum kuruluşlarına bu kazanıma yönelen saldırılar karşısında, kazanımımızı sahiplenme, eş başkanlık ve eşit temsil sistemine geçme çağrısı yapıyoruz.

6. Türkiye’nin bir kayyım rejimi ile yönetildiğini ve bu rejimin her alana yaygınlaştırılmak istendiği iktidarın temsilcileri de saklamamaktadır. İktidarın sürekli dile getirdiği 2023 hedefinin bu plandan bağımsız olduğu yanılsamasına hiç kimse kapılmamalıdır. 2020’de Meclisi, 2021’de Anayasa’yı tümden anlamsızlaştırmayı hedefleyen bu proje, 2023’te rejiminin başarısını açıkça ilan etmeye hazırlanmaktadır.

Kayyım politikalarına karşı çıkmak güçlü Meclisi, halkların barış anayasasını ve nihai olarak demokratik cumhuriyeti savunarak bütün demokrasi güçlerinin birlikte yürümesi demektir. Savaşa, sömürüye, darbelere karşı demokratik uzlaşı, özgür siyaset ve evrensel hukuk ölçeğinde üçüncü yol siyaseti olan Demokratik Cumhuriyet paradigmamızı yüzyıldır biriken sorunları çözmek için sonuna kadar savunacağız.

7. İktidarın yasaları yok sayan ve kendi saray rejiminin kalıcılaşma hedefi olarak başvurduğu kayyım politikası tek adam sultasına dayalı bir ‘Atanmışlar Rejimi’ anlamına gelmektedir. Halkı sistematik olarak dışlayan bu yönetim zihniyeti, halksız bir yönetim hayalinin peşindedir. Bu anlayışın cumhuriyeti ve demokrasiyi tümden imkansızlaştıran bir yol olduğu açıktır.

İçişleri Bakanlığı Müfettişlerinin Eylül 2019’da hazırladıkları Mardin raporunda bu açıkça görülmektedir. Raporda, belediye meclislerinin seçimle gelebileceği fakat belediye başkanlarının Cumhurbaşkanınca atanması gerektiği önerisi yapılmıştır. Belediyelerin idari özerkliğinin ortadan kaldırıldığı ve ‘Saray Rejimi’ne doğrudan bağlandığı bir sistemin ilk adımları belediyelerimizde denenmektedir.

8. Kayyım politikalarını sadece HDP’ye, belediyelere ve Kürt halkına bir saldırı olarak görmek, iktidarın stratejik planlarının farkında olmamak demektir. Bu zihniyetin başarıya ulaşabilmesinin yolu toplumsal ve siyasal muhalefetin tümünün etkisiz hale getirilmesidir. İktidarın planlarının önündeki en büyük engel HDP ve Kürt halkının mücadelesi olduğu için, saldırıların odağına bizleri oturtmaktadır. AKP-MHP ittifakı tek adam rejimine dayalı faşizmi kurumsallaştırmak için yerel yönetimleri hedef almaktadır. HDP’li belediyelere atanan kayyımlar da bu zihniyetin en önemli adımlarından biridir. Bu nedenle sorun sadece HDP’nin ve Kürt halkının değil, bu ülkede yaşayan ve demokrasi, hukukun üstünlüğü, adalet ve barış isteyen herkesin sorunudur.

Olağanüstü hâl kalıcılaşırken, kayyım rejimi kurumsallaşırken, bu politikalara seyirci kalınırsa, AKP-MHP ittifakı, merkezi iktidar gücünü kullanarak kendi politik ve rant alanlarını sınırlayan bütün belediyelerin en önemli yetkilerini ellerinden alacağı ve Saray’ın uzantısı haline getireceği açıktır.

9. Kayyım rejimi aynı zamanda bir rant paylaşımı üzerinden yandaş sermayeyi palazlandırma rejimidir. Kayyımlar, kamu kaynaklarını kendi vakıflarına, kuruluşlarına, derneklerine aktarma ve bu sayede 2023 rejiminin ekonomik gücünü yaratma projesidir.

Böyle bir rejim ancak savaş politikaları ve milliyetçi hamaset üzerinden kendi durumunu ve tahakkümünü sürdürmeye çalışır. Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik gerçekleştirilen savaş bu çerçeveden bağımsız düşünülemez. Kayyım rejimi savaş rejimidir. Kayyıma karşı mücadele barış mücadelesidir.

10. HDP’nin belediyelerden ve Parlamento’dan çekilmesi yönündeki görüşler çeşitli alanlarda ifade edilmektedir. Bu çağrı aynı zamanda, kayyım politikalarını sadece HDP’nin ve iradesi gasp edilen Kürt halkının bir meselesi olarak görme sonucunu doğurmaktadır.

Unutulmamalı ki HDP elde ettiği bu kazanımları kolay elde etmedi. Bedeller ödeyerek gelinen bu noktadan çekilmeyi en fazla bu zorba saray rejimi istemektedir. Demokratik siyasetin alanı çok fazla daralmış olsa bile yakın zamanda birlikte hareket etmenin başarı getirdiğini tüm Türkiye halkları gördü. 31 Mart ve 23 Haziran seçimleri AKP-MHP ittifakı dağılmaz denilen bir zamanda gerçekleşti ve bu zorba iktidara yenilgi yaşatıldı. Şimdi AKP-MHP iktidarı Kürt Düşmanlığı üzerinden muhalefeti sindirmeye çalışmakta, topluma milliyetçilik üzerinden kutuplaşmayı dayatmaktadır. Bu cendereden çıkmanın yolu demokrasi mücadelesini yükseltmekten ve kazanılmış mevzileri sonuna kadar korumaktan geçer. AKP-MHP iktidarına kaybettirecek olan budur.

Halkın tüm baskı ve zulme rağmen canı ve emeği ile elde ettiği kazanımları korumak bizlerin boynunun borcudur. Bu konuda yaşanan eksiklik varsa kazanımların yeterince korunamamasıdır. Sorumluluk ise başta bizler olmak üzere, bu tekçi kayyım rejimine karşı sesini yükseltmeyen herkese aittir. HDP, bugünden sonra öncü rolünü her zamankinden fazla üstlenmeye hazırdır.

11. Konu bu şekilde tartışılmadığı müddetçe kararımız nettir; HDP, başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye halklarının büyük acılar çekerek, ağır bedeller ödeyerek elde etmiş olduğu kazanımlardan vazgeçmeyecektir. Yerel yönetimler dahil, yaşamın bütün alanlarında kapsamlı, sistemli ve çok yönlü bir saldırıyla karşı karşıya olan HDP, hiçbir mücadele alanından çekilmeyecek, demokratik ve meşru zeminlerde mücadelesini büyük bir kararlılıkla sürdürecektir. Hedef demokratik siyaseti büyütmektir, söndürmek değil.

Bizler bu anlayışımızda ve kararlı demokrasi mücadelesinde ısrarlıyız. Yarın yeni bir seçim olsa, bizler Kürt halkının kendi iradesine amasız, fakatsız ve daha güçlü bir şekilde sahip çıkacağından kuşku duymuyoruz. Kayyımlar belediye binalarını, araç ve gereçleri gasp edebilir, ama halkın iradesini ve düşüncesini ele geçiremez. Bu uygulamaları halkımız asla kabullenmeyecektir. Seçilmişlerimiz de halkın kendilerine verdiği görev ve sorumlulukları kayyım gasplarına aldırmadan bütün imkanları ile yerine getirmeye çalışacaktır. Halkımız, daha önceden olduğu gibi iradesine, seçilmişlerine, partisine sahip çıkacaktır. Halk bizlerle beraber mücadeleye, fiilen çalışmaya devam edecek ve adaletsizliğe karşı mücadelesini yürütecektir.

12. Kamuoyuna çağrımızdır; Demokrasiyi inşa etmek, kazanımlarımızı korumak, yeni kazanımlar elde etmek ancak ve ancak demokrasi güçlerinin birlikte mücadelesiyle mümkün olabilir. Son yerel seçimlerin gösterdiği gibi hep beraber, kayyım rejimini ve tek kişi yönetimini durdurabilir ve engelleyebiliriz. Topyekûn demokratik mücadeleyi ve sivil itaatsizlik ile direnişi büyütebiliriz.

Uluslararası Kamuoyuna: Erdoğan’ın kurmak istediği otoriter rejimin ilk uygulamalarını sürekli Kürtler üzerinde yaptı. Önce güvenlik algısı üzerinden Kürtlerin seçilmiş temsilcilerine ve diline yönelik saldırılarında muhalefeti sessizleştirdi. Sonrasında baskı araçlarını tüm Türkiye’ye yaydı. Bu anlamıyla demokrasi dışı uygulamalar Kürtlerle sınırlı kalmadı, ülkenin hemen hemen her yanına sirayet etti.

Türkiye’nin bugünkü siyasi fotoğrafı, kötülüğü yaygınlaştırma ve farklı coğrafyalara bulaştırma potansiyeline sahiptir. Suriye savaşının büyümesine neden olanlardan biri olarak Erdoğan, yerinden yurdundan edilen mültecileri şantaj olarak Batı’nın üstünde kullanması bunun en büyük kanıtıdır.

Beklentili tutum, demokratik siyasetin değil iktidar güçlerinin tutumudur! Türkiye’yi daha fazla istikrarsızlaştırmaya çalışanlara karşı uluslararası kamuoyunu demokratik değerleri korumak için yardımcı olmaya ve HDP’ye yapılanlara karşı sessiz kalmamaya çağırıyoruz.

ERKEN SEÇİM TALEBİ

AKP-MHP İttifakına Çağrımızdır; 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde de görüldüğü gibi çoğunluk desteğini kaybetmiş, toplumsal meşrutiyet zeminini yitirmiş bu iktidar, kayyımlar gibi siyasi darbe yöntemleriyle halkların iradesini gasp ederek, hukuk dışı ve gayri meşru yollarla toplumu daha fazla yönetemez. Türkiye halklarının AKP-MHP sultasından kurtulması için ‘erken seçim’ diyoruz. Bu bir meydan okuma çağrısıdır. Buradan hodri meydan diyoruz! Bütün muhalefeti bu erken seçim talebinin etrafında birleşmeye ve harekete geçmeye çağırıyoruz.

Kuşkusuz ki, kimliği ve inancı ne olursa olsun her birimizin tarihi sorumluluklar alması gereken günün şafağındayız. Bu tarihi sorumluluk kısır siyasi tartışmalara, kimliklere kapanarak korunma kaygılarına ve ucuz siyasi hesaplara heba edilmeyecek kadar önemlidir. Bu ruh ve bilinçle, HDP olarak yaşadığımız coğrafyadaki her türlü baskıcı, faşist anlayışa karşı demokrasi, barış ve adalet diyen tüm yurttaşlarımızı, Meclis içindeki ve dışındaki tüm muhalefet partilerini, sivil toplum kuruluşlarını, sendika ve meslek birliklerini, demokratik dernekleri aktif dayanışmaya, birleşik mücadeleye ve demokrasi ittifakına çağırıyoruz.”

"HDP’den 'çekilme' açıklaması: Kazanımlarımıza sahip çıkacağız" haberi, 20 Kasım 2019 tarihinde yazılmıştır. Politika kategorisi altında bulunan HDP’den 'çekilme' açıklaması: Kazanımlarımıza sahip çıkacağız haberi 2019 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. HDP’den 'çekilme' açıklaması: Kazanımlarımıza sahip çıkacağız 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Politika konusunda 11 Mayıs 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 05:52 Bu hobilerle uğraşanların zekası doğrulandı! Bilim insanları açıkladı
  2. 04:41 İsrail'in Gazze'ye saldırılarında bir gazeteci ve birçok kişinin hayatını kaybettiği bildirildi
  3. 03:24 Sürüden ayrılanı kurt kapar atasözünün anlamı
  4. 03:23 Su testisi su yolunda kırılır atasözünün anlamı
  5. 03:22 Söz gümüşse sükût altındır atasözünün anlamı
  6. 03:19 Sinek küçüktür fakat mide bulandırır atasözünün anlamı
  7. 03:14 Bilim insanları duyurdu: Dünya'nın içindeki bir gezegen keşfedildi
  8. 03:10 Ücretsiz Spotify kullanıcıları için kötü haber: Bu özellik sadece Premium abonelere sunulacak
  9. 03:04 Turistler Antalya'yı bıraktı Konya'ya koşuyor!
  10. 03:01 9. Yargı Paketi'nin taslağı belli oldu
  11. 03:00 Güneş yüzeyinde patlama: Şiddetli jeomanyetik fırtına bekleniyor!
  12. 02:58 Galatasaray 33 milyon euroluk bombayı patlatmak için harekete geçti!
  13. 02:55 Sona kalan dona kalır atasözünün anlamı
  14. 02:36 Belediyenin yardımları devam ediyor: İşte Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin sunduğu hizmetler!
  15. 02:08 Beşiktaş'ın tarihine damga vurmuştu: Yeni kulübü şimdiden belli oldu!
  16. 02:08 ABD'den açıklama: "İsrail, Gazze’de uluslararası hukuku ihlal etti demek makul"
  17. 01:50 Beşiktaş 95 euroluk dünya yıldızının bomba transferi için hazırlanıyor!
  18. 01:50 Bakan Tunç: “Özgür Filistin için önemli bir adım”
  19. 01:49 Artık tablet, oyun konsolu ve modemler de TSE onaylı yenilenecek!
  20. 01:47 20 bin öğretmen ataması detayları belli oldu: E-Devletten bunu yapmayı unutmayın!
Politika Haberleri