Hakan Gülseven’in kitabı Türkiye’nin aşırı acıklı hikayesi: Çürüme

ÇÜRÜME, bir yandan Türkiye’nin AKP iktidarı altında nasıl kokuştuğunu, nasıl adım adım bir karşıdevrime sürüklendiğini çarpıcı bir ‘günlük’le anlatıyor, bir yandan da bir dayanışma kampanyasını başlatıyor. Zira Gülseven, Yurt gazetesinin yazıişleri müdürlüğünü yürüttüğü dönemde gazeteye kesilen yaklaşık 100 bin liralık cezanın muhatabı; gazete yönetimi bu cezaları Gülseven’in sırtına yıkmış bulunuyor. Cezalar ödenmediği takdirde Gülseven yaklaşık 13 yıl hapis tehdidiyle yüz yüze kalacak. Bu durum, Türkiye medya tarihinde bir ilk. Ve kitabın geliriyle cezaların ödenmesi hedefleniyor.

Kitabın adı ÇÜRÜME çünkü Gülseven’in deyimiyle, “Cumhuriyet’i fiilen ortadan kaldıran ve halen ilerlemekte olan karşıdevrimin ön günleri ancak bir kokuşmuşlukla tasvir edilebilir.”

“Çürüme günlerinde cehalet, şuursuzluk ve ahlaki düşkünlük gözümüzün önünde günbegün örgütlendi ve bu ‘örgütlü kötülük’, rejimin kendisi haline geldi. Bir yandan dinci gericilik sokakları sel misali sararken, dincileşmeyle koşut bir yozlaşma her yeri esir aldı. Dincilik ile yozlaşma el ele yayıldı; uyuşturucu, fuhuş, hırsızlık ve kadınlara, çocuklara yönelik her türlü saldırı inanılmaz boyutlara ulaştı.”

Yazar Hakan Gülseven, farklı dönemlerde kaleme alınmış makalelerinden oluşan bu derlemede, çürümenin canlı bir tasvirini yapıyor. Ve elbette bu kitap çürümeye karşı direncin bir günlüğü olarak da okunabilir. Çünkü ‘günlük’ Haziran 2013’te tüm ülkeye yayılan ayaklanmayı “gaz ve toz bulutu”nun içinden, canlı bir tanıklıkla resmediyor.

Kitap, AKP ve cemaatler koalisyonu altında yaşanan tüm bir süreci dünü, bugünü ve geleceğiyle tarif ederken, ülkemizin mutlak bir felaketten nasıl kurtulabileceğini tartışıyor. Okurken siz de kendinizi aynı tartışmanın içinde bulacaksınız ve Gülseven’in öngörülerinin nasıl doğrulandığına ibretle tanıklık edeceksiniz…