ABC Özel | Yeşil siyasetçi Memet Kılıç’dan çok konuşulacak benzetme

ABC Özel | Yeşil siyasetçi Memet Kılıç’dan çok konuşulacak benzetme

ABC Özel | Yeşil siyasetçi Memet Kılıç’dan ç... Yeşiller E. Milletvekili Memet Kılıç, ABC Gazetesine konuştu. Kılıç, "Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın, tıpkı Erol Taş gibi but yerken kuyusunu kazacaklar" dedi.

Işın Toymaz | Stuttgart

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “devlet ziyareti”  daha gelmeden Almanya gündeminden düşmüyor.

Ziyaret kapsamında Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’ın Erdoğan onuruna önümüzdeki Cuma akşamı Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda vereceği resmi yemek daveti ile ilgili bazı Alman siyasetçiler ise boykot kararı aldılar.

Son olarak yemeğe Başbakan Angela Merkel’in de katılmayacağı öğrenildi.

Ancak Başbakan Merkel'in katılmama kararının siyasi bir mesaj olup olmadığı ise bilinmiyor. Merkel'in, resmi yemek davetlerinin hepsine katılmadığı da biliniyor.

Bununla birlikte Sol Parti ve Hür Demokrat Parti (FDP), Birlik’90 / Yeşiller, sağ popülist  Almanya için Alternatif (AfD) gibi muhalefet partilerin siyasetçileri  Erdoğan'ın ziyareti nedeniyle verilecek resmi yemeği boykot edeceklerini art arda açıkladılar.

FDP Genel Başkanı Christian Lindner, Yeşiller Eş Başkanları Annena Baerbock ve Robert Habeck, Meclis Grup Başkanları Katrin Göring-Eckardt ve Anton Hofreiter, AfD meclis Grup Başkanları Alexander Gauland ve Alice Weidel, AfD Eş Başkanı Jörg Meuthen,  parti yöneticisi Bernd Baumann, Sol Parti'den Sevim Dağdelen, FDP’den Bijan Djir-Sarai resmi yemeği boykot edecek isimler arasında bulunuyor.

Gerekçeler arasında Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğüne yönelik ağır saldırılar, cezaevindeki muhalifler, Suriye meselesi, insan hakları ihlalleri, Türkiye’nin demokratik değerlerden uzaklaşması yer alıyor.

Belluvue Sarayı’ndaki Erdoğan’lı resmi yemeği boykot eden Alman siyasetçilerin sayılarının gittikçe artmasını “Erdoğan sarayda tek başına” sözleriyle değerlendiren Yeşiller E. Milletvekili Memet Kılıç’la ABC için Erdoğan’ın Almanya ziyaretini ve elbette boykot edilen tartışmalı resmi yemek üzerine görüştük. “Tıpkı kötü adam Erol Taş’ın başına gelenler gibi Erdoğan but yerken kuyusunu kazacaklar” diyen Türkiye kökenli hukukçu ve siyasetçi Kılıç’ın çarpıcı saptamalarından öne çıkanlar şöyle:

'ALMANYA, ‘REHİNELERİ’ İNCİR YAPRAĞI GİBİ KULLANIYOR'

Erdoğan’ın Almanya ziyareti, her iki ülke açısından ilişkilerde yumuşama anlamına mı geliyor?

MEMET KILIÇ: Her iki taraf da şunu çok iyi biliyor. Türkiye’deki rejimin basın ve ifade özgürlüğü gibi derdi yoktur. Bütün muhaliflerin kafasını, gözünü kırmaya devam edecektir. Türkiye bir rehine politikası izliyor. Almanların birini alıp diğerini serbest bırakıyor. Bunu da bir pazarlık meselesi yapıyor. Benim edindiğim izlenim ne yazık ki Almanya da o kişileri ayıp örten bir bez ya da incir yaprağı olarak kullanıyor, ulvi bir şey yapıyormuş gibi göstermek için ‘Bu yumuşamalar olmasa bu insanlar serbest kalamaz’ mesajını vermeyi amaçlıyor.

'AĞIZ YAKAN BİR YEMEK OLACAK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılacağı Belluvue Sarayı’ndaki resmi yemeği boykot edip onun yerine Erdoğan karşıtı protestolara gideceklerini belirten siyasetçilerin listesi kabarıyor. Diğer taraftan Yeşiller’in eski Eş Başkanı Cem Özdemir ise boykot etmeyeceğine, inadına yemeğe gideceğini açıkladı. Bugüne dek Türkiye’nin hiç alışık olmadığı ve hiçbir Türk devlet adamının karşılaşmadığı bu muameleyi nasıl yorumlamak gerekiyor?

MEMET KILIÇ: Belluvue Sarayı’nda çok sıcak bir yemek yenecek gibi görünüyor. Ağız yakan bir yemek olacak. Hem gitmeyenler hem de gidip var olanlar açısından bu böyle. Gitmeyenleri de alkışlamak gerek, Özdemir’in ‘Gözlerime bakarak yemek yesin’ meydan okumasını da alkışlamak gerek. Erdoğan’ı davetine aktif politikacıların birçoğu kamuoyunun önüne çıkarak katılmayacağız, dediler. Geçmişte Erdoğan’ın hakaretleri ve diktatörce davranışları da bunda etkili oldu. Dediğim gibi katılacak olanlar da meydan okumak üzere katılıyorlar. Erdoğan buna tahammül etmek zorunda olduğunu görsün, diyorlar. Bunu şöyle yorumlamak gerekiyor: Almanya’da aktif siyaset içinde Erdoğan’a karşı tahammül kalmamış. Türkiye diplomatik alanda hiçbir zaman bu kadar kötü bir duruma düşmemişti. Bu boykotlar, protestolar AKP’nin ve Genel Başkanının Türkiye’yi getirdiği durumun sonucudur.

'İYİ POLİS – KÖTÜ POLİS MUAMELESİ İLE OYALAMA TAKTİĞİ'

Hem kırmızı halıda karşılamak hem de boykot etmek biraz fazla çelişkili olmuyor mu? Bir sıcak bir soğuk duş etkisi ile ne amaçlanıyor?

MEMET KILIÇ: Tıpkı kötü adam karakterlerindeki Erol Taş gibi Erdoğan yemeğe davet ediliyor, o but yerken kuyusunu kazacaklar. Bakın devlet erkanının da katılacağı yemeğe kısa bir süre kala Erdoğan’ın Köln’deki Ditib Merkez Camisi’nin açılışı yapacağı da program dahilinde olmasına rağmen, Diyanet İşleri’ne bağlı Almanya’daki Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (Ditib) hakkında Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın takibata alınıp alınmayacağı konusunda ön inceleme yapması kararlaştırıldı.

Almanya şöyle bir istikamete gidiyor sanki: ‘Biz de seni oyalayarak Rusya’ya karşı zaman kazanacağız. Şov yapman için sana alan açıyoruz ama yarım alan açıyoruz. Askeri törenle kırmızı halıda karşılaşıyoruz,  sarayda resmi yemek düzenliyoruz.’ Diğer taraftan Almanya’daki muhalefet sert söylemlerde bulunuyor. Kısacası hepimizin de çok iyi bildiği ‘iyi polis - kötü polis’ muamelemesi, oyalama taktiği.

'ERDOĞAN’IN EN UYGUN KİŞİ OLDUĞUNU GÖRDÜLER'

AB’nin lokomotif ülkesi Almanya oyalama taktiği ile Türkiye’ye ne gibi bir mesaj vermeyi amaçlıyor olabilir? Ya da sadece bu mesajın hedefinde Türkiye mi var? Almanya’nın verdiği fotoğraf da bu noktada çok da masum değil…

MEMET KILIÇ: Erdoğan her cephede sıkıştı. Sürekli günü kurtarmaya çalışıyor. Işid, Rusya-Çin, NATO- AB gibi bloklar arasında dans ediyor. Birilerine yanaşarak günü kurtarmaya çabalıyor. Bunda da kısmen başarılı oldu. Örneğin Türkiye içindeki seçimleri kurtardı. Birbiriyle çatışma içinde olan bloklara onların yararına iş yapabileceği duygusunu verdi. Bu güçler Erdoğan’ın kısa süreli işlerde en uygun adam olduğunu gördüler. Uluslararası güvenlik birimleri, Işid için en güvenli geçiş otobanının Türkiye olduğunu söylediler. Silahlar oradan geçti, cihatçıların tedavi gördüğü çadır hastaneler kuruldu. Diğer taraftan Erdoğan Rusya’ya ‘Gel bana atom santrali kur’ dedi. 2010’da anlaşma imzalandı. 2012’de ölüm cezası getireceğiz dediler. Bir de ‘Çin’den savunma sistemi alacağız’ dediler bunu bir NATO ülkesi olarak söylüyorlar.

AB ise bu adımı atmaması için vizesiz AB’ye giriş yolunu masaya koydu, anayasa değişikliğine Almanya’dan ‘yetmez ama evet’ dedirtildi.

'AB’NİN ELİYLE OTOKRATİK REJİMİN ÖNÜ AÇILDI'

Almanya’nın eliyle Türkiye’de 24 Eylül’ün yolu açıldı mı demek istiyorsunuz?

MEMET KILIÇ: Evet tam da onu söylüyorum. Tek adam rejiminin kuruluşu işte oradan başladı, yani AB’nin eliyle otokratik rejime yol açıldı. Çünkü AB’nin de ABD’nin de kısa süreli çıkarları vardı. Örneğin silah satışları. Türkiye paralel ordu kurmak için, polisi ordunun sahip olabileceği silahlarla donatı. Bunu darbe girişiminde gördük. Uçaksavarların polisin elinde ne işi var sizce? Peki bunu kim satıyor. AB tabii. AB ve NATO, Suriye’deki rejimin çökmesini istiyordu. Suriye, Çin ve Rusya’dan silah alıyordu. O nedenle, o dönemde de Suriye rejimini çökertmek için operasyon yapan Türkiye’nin ayakta kalması isteniyordu. Bunu da en iyi Erdoğan yapıyordu.  Desteklediler. Erdoğan ise bugün her açıdan eli kolu bağlanmış durumda ve uzun vadeli planlar yapamıyor.

'VARLIK BARIŞINI ANLATTIĞIMDA KİMSE DUYMAK İSTEMEDİ'

Erdoğan’la da olmuyor, Erdoğansız da olmuyor yani…

MEMET KILIÇ: AB ve ABD, Türkiye’nin alenen kara para yıkamasına göz yumdular. 2008’de çıkarılan ve ‘Varlık Barışı’ olarak adlandırılan yasa ile kara para akladılar. Nereden aldın bu parayı, mafya mısın, uyuşturucudan mı geldi bu para diye sormadan gelen paraya ok dediler ve yüzde 2 vergi kesip, kabul ettiler. Federal Meclis’teki milletvekilliğim sırasında ‘varlık barışı’ hakkında defaaeten konunun önemine vurgu yaptım. Herkes ‘duymamış’ gibi yaptı. Birçok gazeteciye durumu izah ettim hatta yasa numarasıyla önlerine koydum. 2010-2011 yıllarında sürekli anlattım. Kimse yazmadı.  Çünkü o dönemde bu adam lazımdı. Türkiye’nin oradaki pozisyonu zayıflatıldığında, kendi pozisyonlarının güçleneceğine inanıyorlardı. Bugün Erdoğan etkisiz eleman olarak görülüyor. İran dahi daha etkin konumda. Erdoğan ne kadar etkisizleşirse kendilerinin de daha etkin olabileceklerini gördüler.

'İŞBİRLİĞİ YAPTIKLARI, TARAF BELİRLEMESİNİ İSTEYECEK'

Oyalama taktiği tutar mı sizce? Bu işin bir de dönüşü var!

MEMET KILIÇ: Erdoğan alanının daraldığını görüyor. İşbirliği yaptıkları taraf belirlemesini istiyorlar şimdi. ABD, Halkbank üzerinden Erdoğan’ı sıkıştırmaya başladı. Tam da ‘varlık barışı’ yasasının yol açtığı usulsüzlükler üzerinden Türkiye’yi sıkıştırıyor. Bu olay 17-25 Aralık operasyonlarıyla alakalı bir konudur. İran'a ambargonun delinmesi, tamamen varlık barışı yasası ile mümkün olmuştur Reza Zarrab bu altınları nasıl getirip götürmüş, onlar araştırılıyor.

Diğer taraftan Rusya ise Türkiye’yi öyle bir yerden yakaladı. Hatırlarsanız Rus uçağı düşürüldüğünde Davutoğlu ve Erdoğan hep bir ağızdan ‘Bir daha olsa bir daha yaparız’ dediler. Rusya BM Güvenlik konseyinin önüne görüntüleri koydu. ‘Türkiye Işid ile petrol ticareti yapıyor’ dedi. Bundan birkaç ay sonra ‘Reis’ Rusya’ya bir özür mektubu yazı. Komplo olduğunu belirtti. Özür diledi. Pilotun yakınlarına maddi yardım yapacağını söyledi. Türkiye, Rusya’ya yöneldi. Kendi seçmenine de durumu anlatamadığından gitti, tabanına yutturmak için Moskova’da cami açtı. Bu arada dillerine doladıkları Kırım Türklerini de unuttular gittiler. Kırım Türklerinin durumu demek ki çok iyi… Konuşulmadığına göre. Rusya Türkiye’yi öyle bir duruma getirdi ki, Türkiye şimdi Işid’e gönderdiği adamları bombalıyor. Çadır hastanelerindeki Işidçileri deşifre edip Rusya’nın, AB’nin gözüne girmeye çalışıyor.

'PUTİN MAÇI ŞİMDİLİK ERTELEDİ'
Hem de Erdoğan’ın Almanya temsalarının hemen öncesinde neden yapıyorlar bunu?

MEMET KILIÇ: Türkiye tarihinde geldiği en kötü noktada duruyor şu anda. Türkiye’ye Rusya pis işleri yaptıracak. Berlin’e gelmeden önce İdlib'e operasyon olmasın diye Rusya'ya karşı yan çizmeye başladı. Putin maçı şimdilik erteledi, madem öyle İdlib’deki terörist grupları sen temizleyeceksin, dedi. Türkiye şimdi silah desteği verdiği gruplara karşı savaşacak. Türkiye gerçekten de bu işe girip El Kaide ile savaşırsa ki girince ağır kayıplar vermiş bir ülke olacak, bu adamlar nereye kaçacak, tabii ki  Türkiye’ye kaçacaklar. Hem cihatçı gruplarla çatışmış olacak hem de çatıştığı adamları içeriye almış olacak. ABD ve AB de aynı şekilde Türkiye’ye pis iş yaptırmak istiyor. İdlib boşaltıldığında cihatçılar Avrupa’ya gelmesin, Türkiye’de kalsın diye ekonomik sıkıntı üzerinden yardım öneriyor. Türkiye’nin pazarlık gücü sıfıra indi. AB’nin içinde 5 milyon Türkiye kökenli insan var. Yüzde 70'inin Erdoğan’ı desteklediğini biliyoruz. Almanya bu ziyaret ile Almanya’daki Erdoğan sempatizanlarına, seçmenlerine ‘Bak reisiniz esip gürlerdi ama tıpış tıpış ayağımıza geldi. Bakın size de tükürdüğünüzü  yalatırız. Ona göre’ mesajını veriyor. Bu da AB için siyasi kazanç. Üzülerek söylemek gerekir ki AKP ve başındaki Erdoğan yüzünden Türkiye, Kuzey Kore muamelesi görür hale geldi. Kurumları olan bir devlet olarak muamele görmüyor, padişahın günlük psikolojisine göre yön değiştiren bir ülke olarak görülüyor. Türkiye bu tehlikenin içine düşmüş durumda.

Bunlar perde arkasına dair değerlendirmeler. Peki her iki taraf da yani Berlin ve Ankara bu ziyareti daha sonra halkına nasıl izah edecektir?

MEMET KILIÇ: Bu görüşme sonrasında Erdoğan Türkiye'ye gittiğinde her zamanki gibi ülkenin çıkarlarını nasıl savunduğunu, Avrupa’yı nasıl dize getirdiğini, vizesiz seyahatın önünü yeniden nasıl açtığını falan söyleyecektir.  AB ise Almanya özelinde hakikaten zamana oynayacaktır. Türkiye’nin AB üyelik sürecinin görüşülmesinin mümkün olacağını bildirecektir  Türkiye - AB’nin ilişkilerin canlandırılmasının önemine vurgu yapacaktır. Bu yönde komisyonlar kurulmasını önerecektir. Ancak Almanya’da ‘Bir işi yapmak istemiyorsan komisyon kur’ denir. Yani direkt reddetmiş olmazlar. Suriyelilerin ise Türkiye’de kalmasını sağlarlar.

'EKONOMİK KRİZ ARTARSA MUHALİFLERİN MALLARINI DA YAĞMALARLAR'

35 milyar Euro büyüklüğünde devasa bir demiryolu projesi için Türkiye, Almanya ile anlaşmaya vardık. Proje Siemens'in lokomotifi olacağı konsorsiyum tarafından yürütülecek. Almanya finansal ve teknik destek verecek. Ekonomik boyutuna balktığımızda ilişkiler Türkiye açısından güllük güneşlik görünüyor. Bu durumda sevinelim mi, üzülelim mi?

MEMET KILIÇ: Almanya, 100 yıl önce Rusya’ya, İngiltere’ye ve Fransa’ya karşı cephe oluşturmak için Osmanlı İmparatorluğu’nu yanına çekmişti. Bağdat Tren Hattı’nı Almanya eline aldı ve bu projeyi 1918’de tamamladı. Aynı tarihte I. Dünya Savaşı bitmişti. Hem bu hem de diğer nedenlerle de Osmanlı İmparatorluğu’nu yanında savaşa sokmuştu. Savaşı hem Almanya hem Osmanlı İmparatorluğu kaybetti. Ermeniler başta olmak üzere birçok azınlık yaşamlarını kaybetti. Bugün baktığımızda Türkiye yine Abdülhamit’i taklit ediyor. 35 milyar Euro'luk demiryolu projesini Siemens alıyor. Tarih sadece tarihi bilmeyenler için tekerrür eder.  2018 ise Almanya’nın Bağdat hattının 100. yıldönümü. Madem paradan, maldan mülkten söz ettik. Yeri gelmişken şunu da anımsatmak isterim: İslamcıların doğasında yemleri bitince yağmalama vardır.

İlk antremanını Fetö şirketlerini yağmalayarak yaptılar. Bu ekonomik kriz artarsa diğer muhaliflere yönelerek onların mallarını yağmalaya gideceklerdir. Almanya da kendi çıkarları doğrultusunda alet olmaya devam ederse,  I. Dünya Savaşı’nda olduğu gibi ‘Yeni Osmanlı’ ile Almanya da kaybeder. Ne Türkiye ne Almanya kaybetsin!

'CEREMESİNİ YURT DIŞINDAKİLER ÇEKİYOR'

Berlin-Ankara hattındaki yüksek gerilim sonrası gerçekleşecek buluşmayı Almanyalı Türkler açısından nasıl okumak gerekiyor?

MEMET KILIÇ: Erdoğan’ın Kasımpaşa kabadayılığı yapmasının ceremesini yurt dışındaki halk da çekmeye başladı. Türkiye’de okuyan çocukları için çocuk parası alanların parasının kesilmesi söz konusu. Türkiye’de yaşayıp da sosyal yardım alanlar büyüteç altına alındı. Almanya şuna tepki gösteriyor: ‘Hem bizim paramızı ye, hem bize Nazi de ya da diyeni de destekle.’

Erdoğan’ın Almanya ziyareti ile seçmenine, sempatizanına şunu da söylüyor: ‘Reisleri kabadayılık yaptığında çok kapılmasınlar. Bak Almanya'ya geliyor ve ‘Nazilerle’ anlaşmaya çalışıyor.’

'AfD’NİN YÜKSLEMEİSNDE ERDOĞAN’IN DOLAYLI PAYI VAR'

Nazi demişken, sağ popülist parti AfD son anketlere göre ikinci parti durumunda. Türkiye kökenliler tırmanan ırkçılık karşısında son derece endişeliler. Bununla birlikte Erdoğan’ı boykot eden siyasetçiler arasında AfD’li liderler de var…

MEMET KILIÇ: AfD’nin yükselişi son derece tehlikeli. 90’lı yıllarda aşırı sağcı Cumhuriyetler (Rep) vardı ama AfD Rep’le kıyaslanamaz. 1992 yılında da 492 bin sığınmacı gelmişti çoğu da Yugoslavya savaşı zamanında gelmişti. İki Almanya birleşmişti ve ekonomik sınıktılar vardı. Irkçılar o dönemde eyalet meclislerine girdi. Ama AfD şimdi direkt olarak en güçlü 3. Parti olarak Federal Meclis’e girdi. AfD’nin yükseldiği dönemde Suriye’de eğitim almış, Türkiye üzerinden gelmiş teröristler Almanya’da saldırı gerçekleştirdiler. Türkiye’den Erdoğan düzenli aralıklarla seçimlerde Almanlara hakaret etti. Alman halkı bunu duydu. Sempatizanları Almanya hakkında sosyal medyada düşmanca şeyler yazdılar. Almanların sabrı tükendi. Bu da AfD’nin güçlenmesini sağladı. Erdoğan’ın da AfD’nin oy kazanmasında dolaylı olarak payı vardır.  Sosyal medayada 2014 yılında ‘İslamcılarla mücadele etmeyenler ırkçılarla mücadele edemezler. Birinci görev ihmal edildi (Erdoğan ve adamları)’ yazmıştım.  Sosyal medyada saldırılar oldu. Nebahat Güçlü ve Ozan Ceyhun ise bana hakaret davası açtı. Nebahat Güçlü usül hatası yaptığından davayı geri çekti. Ozan Ceyhun ise 2 aşamada da kaybetti. ‘Almanya'da adalet  yok’ dedi Türkiye’deki adalete götüreceğini söyledi.

'DÖNÜN ÇAĞRISI TAM BİR KOMEDİ'

Erdoğan bilimadamlarına seslenerek ‘Ülkemize geri dönün’ dedi. Bu daveti siz nasıl yorumluyorsunuz?

MEMET KILIÇ: Hangi hapishanesinde çalışacaklar onu da söylesinler. Bu çağrı ne yazık ki Türkiye'nin içinde bulunduğu çıkmaz sokağı, çaresizliği ortaya koyuyor. Elinde çok sıradan işleri yapabilecek personel bile kalmadı. Halen Türkiye’de pırıl pırıl insanlar var. Ama birçoğu işlerinden oldu, bir kısmı işsiz olduğu için intihar ediyor. Büyük kaçış çok önceden başladı. Yatırım yoluyla oturum almaya çalışanlar var. AB’den mavi kart alarak oturum izni alanlar var. Özgürlüklerinden vazgeçmek istemeyen herkes ülkeyi terk etmenin yolunu arıyor. Bilim insanalrı, iş adamları ‘Türkiye’de iyi olmanız değil partiye yakın olmanız başarılı olmanızı sağlar’ denklemini görüyor. İhaleyi kimin kazanacağı önceden biliniyor örneğin. İş yapamaz hale geldiler. Kaçıyorlar. Yunanlı bir avukat arkadaşımla görüştüm. Yunanistan’dan oturum iznini 250 bin Euro’luk gayrimenkul  karşılığı alabiliyorsunuz. Almanya’da ise yatırım yapmanız gerekiyor. Bölgesel ihtiyacı gideriyorsa, sanayi ve ticaret odası (IHK) onaylarsa oturu alabiliyorsunuz. İnsanlar haklı nedenlerle canlarını ve çocuklarını kurtarmaya çalışıyorlar. Erdoğan’ın ‘dönün’ demesi tam bir komedi.

'ALDÜLHAMİT YETMEZ, DAMAT FERİT VE DELİ İBRAHİM DE OLSUN'

Bugüne dek birçok sohbette başkanlık sistemine karşı uyarıda bulunmuştunuz. Ancak korkulan oldu ve rejim değişti. Türkiye için çıkış yolu var mıdır?

MEMET KILIÇ: Normal yollarla bir kurtuluşun olmadığı gözüküyor. Erdoğan kendisinden sonra bir aile bireyinin başkan olmasını istiyor, ‘Damat Ferit’e güveniyor. Ama bakın iktidarı boyunca en güçlü olduğu noktada ciddi şekilde fire vermeye başladı, inşaat projeleri çöktü. 3. havalimanını kurarak, tamamen yandaşlarına para yedirmeyi, bölüştürmeyi ve kendisi de yüzde 10 pay almayı istiyordu. Direkt uçuşları kaldırıp İstanbul aktarmalı yaptılar. Böyle bir hükümetle baş başayız. Üçüncü köprüye ise ‘Abdülhamit Han’ adını vereceklerini söylüyorlar.  Bir isim yetmez. Giriş çıkışlarına da ‘Damat Ferit’ ve ‘Deli İbrahim’ ismini versinler. İşin espirisi bir yana eskiden ordu vardı ihtilal yapıyordu ama siyasete yerini devrediyordu. Bu İslamcı darbe olduğu için Türkiye bitinceye kadar yerler, bitene kadar gitmezler.

 

"ABC Özel | Yeşil siyasetçi Memet Kılıç’dan çok konuşulacak benzetme" haberi, 25 Eylül 2018 tarihinde yazılmıştır. 25 Eylül 2018 tarihinde de güncellenmiştir. Politika kategorisi altında bulunan ABC Özel | Yeşil siyasetçi Memet Kılıç’dan çok konuşulacak benzetme haberi 2018 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. ABC Özel | Yeşil siyasetçi Memet Kılıç’dan çok konuşulacak benzetme 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Politika konusunda 18 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 22:58 Aston Villa, UEFA Avrupa Konferans Ligi'nde büyük bir etki yarattı
  2. 22:55 Burdur'da Çöl Tozu Etkisi: Kent Tozla Kaplandı, Yetkililer Uyarıyor!
  3. 22:50 NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, G7 Toplantısında Ukrayna'ya Destek Vurgusu Yaptı
  4. 22:44 Tunceli'de PKK'ya Ait 8 Sığınak Tespit Edildi: 'Şehit Savcı Murat Uzun' Operasyonu
  5. 22:40 Diyadin İlçesinde İmamın Öğrencilere Şiddet İddiası: Gözaltı ve Soruşturma Başladı
  6. 22:36 Türkiye'deki Enflasyon Artışı: Ankara Havalimanı'nda Bir Bardak Çay 100 TL!
  7. 22:27 Kenya'da Helikopter Kazası: Genelkurmay Başkanı Ogolla ve 10 Askeri Personel Hayatını Kaybetti
  8. 22:22 Bahar Geldi, Flamingolar Ankara'nın Gölbaşı İlçesine Misafir Oldu!
  9. 22:22 Çin BM Güvenlik Konseyi'nde İsrail'e Gazze Çağrısı Yaptı
  10. 22:09 Türkiye'nin Önde Gelen Mobilya Devi İflas Etti!
  11. 22:05 Netanyahu açıkladı: "Varoluşsal bir tehlikeyle karşı karşıyayız"
  12. 21:57 Hindistan'da 47 Milyon Yıllık Dev Yılan Fosili Bulundu!
  13. 21:20 Türk Kargo Şirketi GKN İflas Etti: Beşiktaş ve Galatasaray'ın da Sponsoruydu!
  14. 21:14 Ünlü Reçel Markası İflas Etti: 139 Yıl Önce Kurulmuştu!
  15. 21:01 Zeytin Değil Altın Hasat Etti: Bahçesinde Çapa Yaparken Altın Dolu Bizans Hazinesini Buldu!
  16. 19:26 Trabzonspor'dan Salih Uçan ve Oliver Torres Hakkında O Açıklama Geldi!
  17. 19:19 Fenerbahçe'nin THY Avrupa Ligi play-off'unda Monaco ile karşılaşmaları belli oldu!
  18. 18:56 Piyasalarda Dalgalı Seyir: BIST 100 Düşüşle Kapanış Yaptı, Bankacılık Endeksi Arttı
  19. 18:51 TCMB'den Piyasa Düzenlemesi: Menkul Kıymet Tesis Oranı %1'e İndiriliyor
  20. 18:44 Sağlıklı ve Lezzetli Atıştırmalık: Pratik Hurma Topları Tarifi
Politika Haberleri