Avusturya'dan alınacak bir ders var

Önce Viyana'daki stad. Ben çok şanslıyım, burada 1977'de Avusturya-Türkiye maçını izledim. O zamanki adı "Prater" idi, 80.000 kişi kapasiteli stadın adı daha sonraları "Ernst Happel" diye değiştirildi..Kiim Happel, bizim futbolumuzda Gündüz Kılıç, Hakkı Yeten, Lefter Küçükandonyadis neyse  O...Yani, adamlar hayatta olmayan futbol efsanelerinin adını en büyük stadlarına vermişler.
 
Peki, bizim ülkemizde  yukarıdaki 3 değerli isimden birinin adının verildiği bir "arena" biliyormusunuz? Hayatta olan (tanrı uzun ömür versin) Avrupa' nın en pahalı üçüncü teknik direktörünün adı Adana ve İstanbul' daki iki statta var oysa...
 
Maçın içine girersek, adı üstünde hazırlık maçı. Neye hazırlanıyoruz, Fransa 2016'ya..Rakip Avusturya'nın yıldızı Alaba, çünkü Bayern'de oynuyor, Bizdeki de Arda, o da Barcelona da.

Mesela Norveçli bir futbolsever maçı izlese sadece  ikisini tanır, zaten o Norveçli bu yüzden bu maçı izlemez, buz hokeyi izlemeyi tercih eder...Yine sahanın dışına taşdım ister istemez..
   
Maç analizi bekleyenlere saygısızlık etmek istemiyorum, ama bu maç için yazabileceklerim sadece  şunlar: İsveç maçının ilk onbirinden fark, sakatlanan Hakan Balta yerine Ahmet Çalık ve Volkan Şen yok, Hakan Çalhanoğlu var.. Anlayamadım bu tercihi, çünkü Volkan serbest kanat, Hakan ise tipik orta saha....
 
25'den çıkarken kaptırdığımız top bize gol oluyor, sonra 43 de Hakan'ın nefis "freekick"iyle  1-1 e geliyor maç. 

Pardon, niye ukalalık yaptım İngilizce kelime kullanarak, çünkü geçenlerde bir futbol tv kanalında anlı şanlı yorumculardan biri "haftaym" ile "half time ne kadar birbirine benziyormuş" dedi. Neyse, Avusturya kalecisi Ramazan' ın nefis asistiyle Arda galibiyet golünü attı ve skoru belirledi..2-1...

Sonuç: İki hazırlık maçı, iki galibiyet, ülkemizin içinde bulunduğu şartlarda büyük moral, kutlu olsun.

Ama futbol geleceğimizi teslim etmemiz gereken U 21 Slovakya'ya niye 5-0 yenildi. Ben hala oradayım, eski bir altyapı çalıştırıcısı olarak, kusura bakmayın..