27. haftanın ardından ligin röntgeni

Ali Kaya Soysal
Ligin tepesinde Beşiktaş ile Fenerbahçe amansız bir şampiyonluk yarışındalar, önümüzdeki sezonun şampiyonlar ligine katılacak iki takımı bitime 7 hafta kala belli. Belli olmayan, hangisi 2015/16 Hasan Doğan Sezonunu şampiyon kapatacak ve ön eleme oynamadan devler ligine adım atacak?
 
Geçtiğimiz  hafta Pazar akşamı F.Bahçe Osmanlspor karşısında 2 puan kaybedince bir gün sonra oynayacak olan Beşiktaş'a büyük fırsat gelmişti, belki de şampiyonluk kapısını aralayıp kafasını içeriye uzatacaktı, alacağı 3 puanla. Ancak siyah-beyazlı futbolcular ortaya koydukları pasif futbolla bu fırsatı teptiler. Bunun nedenlerini maç sonrası teknik analizimde kaleme almıştım, tekrarlamayacağım, ama bugün farklı bir pencereden yorum yapacağım.

STADA GİTMEK MAÇ KAYBETTİRİR Mİ? 
Efendim, iki gündür necip futbol medyamızı izliyorum, yok başkan Fikret Orman son zamanlarda çok konuşuyormuş, sürekli "stad" diyormuş, yok  maçtan bir gün önce takımı stada götürerek onların konsantrasyonunu bozmuş, yok şöyle olmuş böyle olmuş diye başkan eleştiriliyor. Bu yorumların hiçbirine katılmadığımı ifade etmeliyim. Beşiktaş maça mental açıdan iyi hazırlanmamış, buna ek olarak çok kötü performans ortaya koydular, Kasımpaşa da direnç gösterince maçı kaybettiler. Bu kadar basit. Yani problem tamamen çim dikdörtgenin içindeydi.

BEŞİKTAŞ 'YILDIZ SAVAŞLARINA' KURBAN EDİLDİ 
Ama sadece birkaç kişinin değindiği bir konu var katıldığım, bunu yazmayı da planlıyordum zaten ama gelişmelerin netleşmesini bekliyordum. Şöyle ki: malum Beşiktaş 3 sezondur göçebe hayatı yaşıyor, evsahibi avantajını kullanamadığı gibi stad geliri de yok denecek kadar az. Buna rağmen her 3 sezonda da son haftalara kadar şampiyonluk yarışının içinde kaldılar ama her defasında ligi 3. sırada bitirdiler. Nedenleri yazı dizisi konusu olur, en kısa açıklamasıyla  diğer iki büyüğün "yıldız savaşlarına" kurban edildiler.

STADI ŞİMDİ AÇMAYA GEREK VAR MIYDI? 
Bu sezon da manzara aynı, ligin son haftalarına girildi, ya şampiyon olacaklar, ya da ikinci, deplasman koşullarına alıştı takım, alınan toplam 4 yenilginin hepsi İstanbul'da yaşandı. Konuyu şuraya bağlayacağım, bitime 7 hafta kala, içeride oynayacağı sadece 3 maç için, üstelik konsantrasyonun üst seviyede olması gereken bir dönemde Vadafone Arena'yı açmaya gerek var mıydı?
 
Bir düşünün; 11 Nisan akşamı stadda yapılacak törenleri, hazırlanacak kreografileri, görkemli gösterileri, tribün şovlarını ve saire. Böyle bir ortamda futbolcular Bursa maçına nasıl konsantre olacaklar, ne şartlarda ısınacaklar, başlama düdüğünü hangi ruh haliyle bekleyecekler ve maçın içine nasıl bir beyin-adale uyumuyla girecekler? Bu stad zeminiyle, tribünleriyle, genel ambiansıyla Başakşehir Stadından sonra Beşiktaşlı oyunculara yabancı gelecek diye çekincem var, tribünleri dolduracak "42.903" seyirci avantaj mı sağlayacak, baskı mı yaratacak? Soru işareti.
 
Bence alışılmış düzen bozulmamalıydı. Açılış önümüzdeki sezona bırakılmalıydı. Belki de özel bir maçla başlamak daha doğru olurdu. Bir istisna ile; diyelim ki Beşiktaş bitime 1-2 maç kala şampiyonluğunu garantiledi, o zaman  sondan iki önceki Osmanlı maçı veya son Konya deplasmanı rakiple anlaşarak açılış için uygun olurdu. Ters bir sonuçda stadda oluşacak tepkiyi düşünmek dahi istemiyorum, tabi bunlar benim kişisel öngörülerim, umarım yanılıyorumdur..

FENERBAHÇE O İKİ MAÇI ALIRSA... 
Şampiyonluğun diğer adayı F.Bahçe'ye gelince; ne gariptir ki, sarı-lacivertliler puan kaybettiği haftayı kârlı kapattı. Konya ve G.Saray deplasmanlarını 6 puanla geçerlerse son 6 haftaya yarım adım önde girerler bana göre. Özetle nefes kesen bir yarışa tanıklık edeceğiz adı "süper" ama kalitesi asla öyle olmayan ligimizin zirvesinde.
 
Sezonun başarılı takımı Konya üçüncülük için oynuyor, ancak F.Bahçe ve Beşiktaş maçlarını kaybederlerse Başakşehir'le olan 6 puanlık fark eriyebilir. Benim tahminim yeşil-beyazlılar hakettikleri sırayı koruyacaklardır. Lig dördüncülüğü için en büyük aday Başakşehir. Ancak sırasıyla Osmanlı, Akhisar, Kasımpaşa, G.Saray, hatta Bursa ve Trabzon'un da nefesleri enselerinde..
 
Ligin üstünde durum buyken, klasman sıralamasındaki Antalya, Gençlerbirliği, Gaziantep ve Rize'nin rahatları yerinde gibi, düşme endişeleri yok, tek hedefleri bitime kadar azami puanı toplayıp birbirlerini geçmek..

DÜŞME POTASINDA EN ŞANSLI TAKIM ESKİŞEHİR 
En alttakiler ise tam bir can derdinde, Eskişehir, Sivas ve Mersin'in gayretleri bir üstteki hedef Kayseri'yi yakalamaya yetecek mi acaba? Puantaja göre sözkonusu üçlüden sadece biri Kayseri'yi altına alabilir, bu şans hangisine gülecek, gerek oyun gerekse puan açısından Eskişehir bir adım önde gibi, bekleyip göreceğiz.

SON UYARIM HAKEMLERE: FOSFOR GÖZE İYİ GELİR 
Son kelamım da hakemlerimize! Beyler şunun şurasında 7 hafta kaldı, lütfen sağlam beslenin, iyi uyuyun, medyayı takip etmeyin, bol bol İngiltere Premier maçlarındaki meslekdaşlarınızı izleyin. Özellikle kale yanındaki çizgi hakemleri, her öğün somon balığı yiyin, çünkü Omega vitami ve fosforun gözlere çok faydası var..