Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı (4)

Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı (4)

Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı (4) Sami GünalBu yazının altında linkleri bulunan üç ayrı yazı çerçevesinde “Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı''nın tarihsel gelişimini ve niteliğini irdeledikten sonra Türkiye’ye olan yansımasını, daha doğrusu yansıtılmaya...

Sami Günal

Bu yazının altında linkleri bulunan üç ayrı yazı çerçevesinde “Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı''nın tarihsel gelişimini ve niteliğini irdeledikten sonra Türkiye’ye olan yansımasını, daha doğrusu yansıtılmaya çalışılması konusunu irdelemeye çalışmıştık. Türkiye bağlamında irdelemelerimizi bu yazı içinde de sürdürerek noktayı koyalım.

Bu üç yazıda Lenin’in ideasına karşı geliştirilen bilgiden yoksun yanlış yaklaşım ve yorumlamalara karşı eleştirilerimizin var olması bu hakkın varlığını yok saydığımız, küçümsediğimiz algısına yol açmamalıdır. Açarsa ya okuduklarını anlamamışlar diyeceğiz ya da herkesi bilgisizliğinden mütevellit cahilliğiyle baş başa bırakacağız.

Belki şaşırılacak ama bu yazımızda bu hakkın “gerek şart''larının oluşması durumunda uluslararası metinlerle hukuki güvenceler/tanınmalar altında olduğunu tescilleyeceğiz. Özelinde de bu gömleğin Türkiye’ye giydirilip giydirilemeyeceğini göreceğiz.

Koca koca akademik unvanları bulunanlarla köşe yazarı diye geçinenlerin bilgiden yoksun yalan dolan fikri tahakkümlerinin altına giren, kendi adına, onlar kadar sükse cahili olsun, deyip kaldığımız yerden devam edelim. Evet! 

Öyle böyle deyip bilgisizliğe ve gelişmelerden bihaber olunmaya dil uzatıyoruz ama aslına bakarsanız “Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı'' uluslararası hukuk metinleri içine giren bir kavramdır. Ha işte, bundan hareketle hevesleniliyor ki egemen ve üniter bir devletin içinde var olan diğer bir etnik topluluk, “Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı''ndan -resmi adıyla Self determinasyon- yararlanarak bağımsızlık -nihai olarak ayrı bir devlet- ilanına kalkışabilir. Hayır kalkışamaz! Uluslararası metinlere “bu ilke'' öyle kafasının dikine bodoslama şartsız şurtsuz girmiş değil. Bu hakkın “gerek şart''ı var. BM kararlarına göre sadece sömürge “statüsü''nde olan topraklarda yaşayan topluluklar Self determinasyon hakkından yararlanabilirler.

Dikkat isterim! Hemen yukarıda bir önceki cümlemizde yaptığımız açımlamada “statü'' lafını tırnak içinde kullandım. Şimdi bu BM kararından hareketle çıkarımda bulunarak çok basit bir soru soralım. Türkiye Cumhuriyeti -Misak-i Milli- sınırları içinde sömürge statüsü mü var? Ya da Türkiye, sınır ötesinde bir sömürge sahibi midir? Hayır!

Dolayısıyla, egemen bir devlette toprak parçası ancak “zor'' ile alınabilir. Buna, Türkiye özelinde bölgesel silahlı bir gücün gücü yeter mi? Mümkün değil! Ya yönetim zafiyetiyle ya gizil politikalarla ya da anca bunu yaparsa emperyal bir güç anahtar teslimi yapar. Yapabilir mi, o ayrı bir bahistir. Bunların aksi anayasal değişiklerle söz konusu olabilir. Mektep cahilliğine gerek yok. Bu iş laga lugaya olmaz.

Zaten Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Kürt yurttaşlar Cumhuriyet kurulurken bölge temsilcileri aracılığıyla beyaz oy kullanarak kendi kader ortaklıklarını o zamanki Cumhuriyet’in eşit yurttaşları olarak tayin etmemişler miydi? Tek Parti Döneminde ve Çok Partili Dönemde eşit oylarla ziyadesiyle engelsiz olarak devletin en üst makamlarına kadar yükselerek demokratik kaderlerini hep tayin etmemişler midir? Etmişlerdir. Yine bu anlamda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun, ilginç bir ölçüsü var. Eğer bir ülkede halkın tamamının seçme ve seçilme hakkı var ise ve bu yöndeki demokratik haklarını kullanabiliyorsalar orda “Self determinasyon hakkı işlemez'' şeklinde bir kararı var.

Ha bugünkü sorunlar?

Feodaliteyi, dolayısıyla ağalık sistemini bir kenara yazalım! Pek ağzına alan yok. Doğunun kendi kaderini tayin etmesinin ve ele almasının ilk öncülü bu düzene karşı çıkmaktır. Leninistler için özel olarak söyleyeyim ki bu bağlamda Leninist olmanın ilk şartı buna karşı çıkmayı gerektirir. Hodri meydan! Marabalıktan kurtaramadığın yurttaşa devlet istiyorsun! O da bağımsız olsa! Amerika’nın kotaracağı kuklaya hevessin.

Bugünkü yaşanan sorunlar Cumhuriyetin kurucu felsefesinin doğurduğu sorunlar mı, yoksa daha sonraki yönetimsel/idari sorunlar mı? Bu sorunları doğuran iktidarların felsefesine bakmalısınız. Bu devlet, kurucu felsefesinin yaşatıldığı sürenin çift katından daha fazla bir süre ya tırtıklayan ya da o felsefeye hepten karşı olan felsefelerle yönetilmiştir. Yok öyle, döneklerin, numaracıların ve bağlı bulundukları uluslararası kumpasçıların teraneleriyle kendimizi boş düşüncelere ve suçlamalara kaptırmak! Biraz okuyacağız, kavramlar bilgisi edineceğiz. Ödev: Devletle hükümet aynı şey midir? Devlet nasıl kadükleştirilip yurttaşların şikâyetçi olduğu aygıt haline getirilebilinir? Sorumu, yerele hapsetmek istemiyorum, aynı zamanda global kavramlara karşılıktır.

Hukuki bakış açısını ve olabilirliğin derecesini aramayı sürdürelim. Eh o kadarda yetkin değiliz yani. Genel Hukuk kültürü ve Uluslararası Hukuk alanında öğrencilik kadar bir nosyonumuz ve akademik unsurlara şöyle böyle bir aşinalığımız varsayılır. Her sözleşmeyi her mevzuatı dokümanter olarak kitaplığımızda bulundurma şansına sahip değiliz. Öğrenciliğimizde kitaplarına aşina olduğumuz bu alanın en yetkin hocalarından biri olan Hüseyin Pazarcı Hoca’mızdan yararlanacağız bu noktadan sonra.

“Self determinasyon'' ilkesinin uygulanabilme kabulü, uluslararası alanda 1960 sonrası BM antlaşmalarıyla/kararlarıyla olmuştur. İlk karar, 1960 Aralık tarihli ve 1514 sayılı “Sömürge Yönetimi Altındaki Ülkelere ve Halklara Bağımsızlık Verilmesine İlişkin Bildiri''  olmuştur.

Burada ne anlaşılıyor? Bağımsızlık kazanabilmenin ilk koşulunun “Sömürge Yönetimi'' altında yaşamak olduğu bildirilmektedir. Aksi takdirde bu ilkenin işlemeyeceği hususu uluslararası imza altına alınmış olmaktadır. Şimdi ben istedim diye bir devlet olur mu? Hayır! Yanisi şu ki uluslararası hukuk, bir devletin ülkesinin bütünlüğünü durup dururken yıktırmam, diyor. “Gerek şart'' aktardığımız 1514 sayılı bildiridedir.

BM Antlaşmasının Madde 2/4’e bir göz atacak olursak: “Bir devletin ülkesinin bütünlüğü ancak o devletin rızası ile ''hukuksal geçerliği olan’ değişikliklere uğrayabilecektir.''

Ayrıca,

“Self-determinasyon ilkesinin, devletin ülke bütünlüğü ilkesine aykırı bir biçimde kullanılamayacağı, BM Genel Kurulunca 1970 tarihinde kabul edilen 2625 sayılı Devletler Arasında İşbirliğine ve Dostça İlişkilere İlişkin Uluslararası Hukuk İlkeleri Bildirisinde de açıkça öngörülmektedir.''

Bilgi, bilginin öğretmenidir. Bilmem uydurabildik mi? Hani “El elden üstündür.'' misali.

Bilgi temelli olmak şartıyla hamasetten ve boşboğaz saplantılardan uzak aydınlatmalara açığız. Buyurun kaleminizi bekleriz.

“Efendiler efendiler / Deli gönül neler diler'' amma uluslararası ilişkilerde ve Devletler Hukuku’nda tek gönülle olmuyor. İki gönülün bir olması gerekiyor o bildiğiniz samanlığın seyran olabilmesi için. Konumuz itibarıyla kara kuru Devletler Hukuku dışına çıkmadığımıza bakmayın. İki insan arasındaki gönüller de öyle değil mi? Birlik şart!

Bu alandaki son söz: Testere, tutkal olur mu? Testere üzerinde seyri sefaya oturulmaz!

**

BİRKAÇ GAZETE HABERİ: Parayla arasam bulunmayacak cinsten. Dört yazıdır anlatmaya çalıştığım şeylerin ispatı değil mi bu?

İSPANYA: Adalet Bakanı Rafael Catala Katalonya'nın bağımsızlık ilan etmesi durumunda İspanya'nın anayasal gücünü kullanacağını söyledi. Catala İspanya Anayasası'nın 155'inci maddesini gönderme yaparak, bağımsızlık ilanı olursa özerkliğin askıya alınabileceğini aktardı.

ÖTE YANDAN, AVRUPA BİRLİĞİ (AB): Katalonya'da dün yapılan bağımsızlık referandumunun İspanya Anayasasına göre yasal olmadığını belirtti. Avrupa Birliği Balkanlar’daki ve Ortadoğu’da kurulan yeni kurulan devletleri ve bağımsızlık referandumlarını desteklerken, benzer bir durumu kendi üyesi İspanya için desteklememesi dikkat çekti.

ALMANYA: Ayrılıkçılık sorun çözmez.

BAKIN BAKIN İŞ KIBRIS’A GELİNCE NASIL TERSİNE DÖNÜYOR: İngiltere eski Dışişleri Bakanı Jack Straw, Kıbrıs'ta iki toplum temelinde tek bir devletin kurulması amacıyla yürütülen birleşme görüşmeleri ''saçmalığına’ bir son verilmesi gerektiğini ve ihtilafın çözümünün bölünmeden geçtiğini yazdı.''

BENİM NOTUM: Mustafa Ekmekçi’nin kitabının ismiydi: “Uyanın Hey''


Yazı dizisinin önceki bölümleri için tıklayınız:

79996.png

80124.jpg

80191.jpg

"Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı (4)" haberi, 05 Ekim 2017 tarihinde yazılmıştır. 05 Ekim 2017 tarihinde de güncellenmiştir. ABC Kritik kategorisi altında bulunan Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı (4) haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı (4) 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. ABC Kritik konusunda 26 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 12:40 Uzman İsim Uyardı: Sıcaklıklar Rekor Kıracak! Yaz Ayları Kavurucu Geçecek
  2. 12:39 Kenya'yı Vuran Şiddetli Yağışlar ve Seller: En Az 32 Kişi Hayatını Kaybetti
  3. 12:35 Gazze Kıyısında İnsani Yardım Limanı İnşaatı Başladı
  4. 12:31 Sıvı Metal Alaşımlarıyla Hızlı Elmas Üretimi:Güney Kore'de Yeni Buluş
  5. 12:28 Türkiye Ekonomisi IMF Raporunda: Zorlu On Yılın Ardından Değerlendirme
  6. 12:23 Sosyal Medya Akrobasisi: Motosiklet Kazalarındaki Ölümcül Tehlike
  7. 12:19 23 Nisan'da Dilan Polat Gösterisi Üzerine Soruşturma Başlatıldı!
  8. 12:19 Dolandırıcılardan Korunma İpuçları: Bakanlık Uyarıyor!
  9. 12:16 Sabiha Gökçen'de Fiyatlar Uçuyor: Havalimanında Yemek Parasıyla Bir Ay Geçinilir mi?
  10. 12:16 Asgari Ücret Beklentileri Yerle Bir Olabilir mi? Milyonlarca İnsan Üzgün Bekleyişte!
  11. 12:15 Memleket Hasreti Güzel Oyuncuyu Nasıl Değiştirdi? Şok Edici Görüntüler!
  12. 12:14 Borsa İstanbul Açılışında Yükseliş: BIST 100 Endeksi Değer Kazandı
  13. 12:12 İslam Memiş'ten Altın Yatırımcısına Dikkat Çekici Uyarı! 4 Kritik Seviye ve Beklentiler
  14. 12:10 Tottenham, Fenerbahçe'nin Yıldızı Szymanski İçin 20 Milyon Euro Ödemeye Hazır
  15. 12:05 Çin Uzay Programı: Yeni Taykonot Ekip, Tiengong İstasyonu'na Ulaştı
  16. 12:02 Osmanlı'nın Tatlı Zaferi: Revani Tatlısıyla Lezzet Şöleni!
  17. 11:53 Gönen'de Kaybolan Ekonomist Korhan Berzeg'in Bulguları: DNA Testleri Kimliği Açığa Çıkaracak
  18. 11:50 Galatasaray, Liderlik Koltuğunu Korumak İçin Adana Demirspor'un Konuğu
  19. 11:47 Dolar Bu Sefer Durdurulamayacak! Ünlü Ekonomistin Tahmini Korkutuyor: "Hazır Olun!"
  20. 11:46 Hız Tutkusu Yeni Bir Boyut Kazanıyor: MG'den Elektrikli Fırtına! 0'dan 100'e 1.9 Saniyede Çıkıyor
ABC Kritik Haberleri