Prof. Dr. Sait Yılmaz
Prof. Dr. Sait Yılmaz - Yazar

Türkiye’nin S-400 alımı dünya dengelerini değiştirebilir mi?

Milli Savunma Bakanı’nın açıklamasına göre ittifak hatta Batı dünyası ile ilişkilerimizi gözden geçirme noktasına geldik. Türkiye’nin S-400 tercihi dünya dengeleri açısından bir kırılma noktası olabilir. Neden bu noktaya geldik, yaptıklarımız doğru mu ve neler olabilir? Bu sorulara S-400 ve Patriot hava savunma sistemleri ile F-35 taarruz uçağı arasındaki teknik dengelere odaklanarak, cevap vermeye çalışacağız.

S-400 nedir, ne işe yarayacak?

2007 yılında üretimine başlanan S-400-Zafer, insanlı ya da insansız her türlü hava aracının yanı sıra hem Cruise (Seyir) hem de Balistik füzeleri imha edebiliyor. S-400 sistemine yönelik elektronik karıştırma yapma imkanı bulunmamaktadır. S-400, hedef balistik füze veya hava aracını 600 km.den izlemeye alır. Azami menzili 400 km, ulaşabildiği en yüksek irtifa 30 km olan bu sistem, ayrıca her hedefe iki füze kilitleyerek eş zamanlı 80 hedefi vurabiliyor.

S-400’lerin kullanılabileceği en iyi olasılık Irak, Suriye ve Doğu Akdeniz’de sık sık milli çıkarlarımız aleyhine hareket eden sözde müttefik Batılı ülkelerin Türkiye’yi tehdit eden askeri senaryolara girişmesini caydırmak yönünde S-400’lerin mevzilenmesidir. Batılı ülkeleri asıl endişelendiren bu olasılıktır.

Türkiye, S-400 gibi çok etkili bir hava savunma sistemini envanterine katarak bölgesel güç dengelerinde konumunu oldukça güçlendirirken, başta Doğu Akdeniz ve Ege Denizi olmak üzere yakın coğrafyasında caydırıcı konumunu artırabilir. Ege denizinde Yunan hava savunma sistemi dikkate alındığında, dengeler Türkiye lehine oldukça değişir.

Bununla beraber, Putin, Türkiye'yi Batı'dan ayırmayı başarır ve Rusya’nın kuşatılmışlığını kırarken Türkiye-Rusya eksenli yeni bir blok oluşur. Ancak, bu sefer gerek savunma planları gerekse askeri tedarik ihtiyaçlarında Türkiye, Rusya’ya büyük ölçüde bağımlı hale gelebilir.

Öte yandan, alınsa bile ne S-400 ne de Patriot sistemi Türk Silahları Kuvvetlerinin kontrolünde olacaktır. S-400’ün batarya ayağı yok. Bunun yanında, uydu, radar, hedef takip/izleme/angajman, komuta-kontrol, fırlatma üniteleri de mevcut değil. En önemlisi ‘uydu’ ihtiyacıdır. S-400'ler hangi uyduya bağlı çalışacaktır? Rus uydusu mu yoksa bizim kendi milli uydumuz GÖKTÜRK yeterli olacak mıdır? Hiç bir ülke böyle bir teknolojiyi tamamen diğer bir ülkeye teslim etmez. Sistemi satsa bile mutlaka kendi elemanları ile kendi gözetiminde çalıştırır.

Türkiye’nin S-400 kararı neleri etkiler?

S-400’den vazgeçilmesi ise Türkiye-Rusya ilişkilerini kesin şekilde olumsuz etkileyecektir. Bu olumsuzlukları şu şekilde sıralayabiliriz;

- Rusya’nın gerek Suriye’deki gerek Türkiye’deki PKK terör örgütü hamiliğine soyunma dönemi tekrar başlayacaktır.

- Türk Akımı doğal gaz hattı başta olmak üzere benzeri stratejik işbirliği projeleri de olumsuz etkilenebilecektir.

- Rusya'nın bir taburunu sınırımızın hemen ötesinde Gürcistan'da 2008’de işgal ettiği kuzey Osetya'da konuşlandırdığı nükleer yetenekli seyir füze silahları Türkiye için ciddi tehdit oluşturmaya devam edecektir. Rusya'nın yeni seyir füze silahlarının vakitlice teşhis edilmesi, erken uyarı ve izlenmesi, hava savunma makamlarının hedeflemelerinin desteklenmesi ileri konuşlandırılmış radar sistemlerinin, imha edilmeleri ise hava savunma silahlarının varlığını gerektirir.

Sözünü ettiğimiz askeri işlevlerin yerine getirilmesinde Kürecik radarı diye kamuoyuna mal olan sisteme bir görev düşüp düşmeyeceğini öngörmek için vakit erken. Öte yandan, orta/yüksek füze ve hava savunma sistemini Rusya'nın S-400 silahına ve destek teçhizatına teslim etme kararı alan Türkiye'nin Rus seyir füzelerini bu sistemle önlemesini ve imha etmesini beklemek mümkün değildir. 

Türkiye, ABD’nin yanında yer alırsa, kaçınılmaz olarak ABD’nin İran’a yapmayı planladığı saldırıda, Kürecik’teki İran’ı gözetleyen ABD radarı nedeniyle İran’ın bu noktaya yapacağı balistik füze saldırısına maruz kalacaktır. İncirlik üssündeki Amerikan uçak ve nükleer silahları nedeniyle İran ve Rusya’nın potansiyel balistik füze hedefi olacaktır.

Öte yandan, Rusya'dan S-400 alımının F-35 açısından riski olduğu apaçık ortadadır. Birbirlerine karşı iki hasım tarafından kullanılmak üzere üretilmiş iki silah sistemi var; iki sistem birlikte yer alamaz. Çünkü birbirlerinin zayıf veya güçlü özellikleri kolaylıkla ortaya çıkarılabilir. Türkiye'nin tercihini Rus S-400 füzelerini teslim alma yönünde kullanması durumunda sonuçları neler olur?

- Amerika'dan 100 savaş uçağı alması öngörülen F-35 programından çıkarılma ve 'CAATSA' diye bilinen ve Rus savunma ve istihbarat sektörleriyle alışverişleri hedef alan bir yasa uyarınca ambargolara maruz kalma riskiyle karşı karşıya kalma olasılığı yüksek görünüyor. Bu durum karışıklığa yol açar.

- Türkiye'nin CH-47F ağır yük helikopterleri, UH-60 ve Black Hawk helikopterleri ile Lockheed Martin firması üretilen F-16 uçakları gibi geniş CAATSA yaptırımlarına dahil olabilir. Durum böyle olduğu takdirde eğer başka alternatifler bulunamaz ve tedbirler alınamazsa Türkiye’nin savunma ve taarruz kapasitesi açısından olumsuzluklarla karşı karşıya kalabileceği aşikar olacaktır.

F-35 dışında gelişen yaptırımın ayak seslerinden birisi de; ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye’nin gelişmiş ekonomisini gerekçe göstererek, bazı ürünlerin ABD’ye gümrüksüz girişine imkan sağlayan ve gelişmekte olan ülkelere sunulan “Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GTS) Programından Türkiye’yi çıkarmak istediğini açıklamasıdır. Başkan Trump’ın Kongre’ye yolladığı mektup, Beyaz Saray tarafından yayınlandı.

Sonuç...

S-400 ya da Patriot alınan sistem bizim malımız olacak ve kontrolü tamamen bizde olacak denilse de bu mevcut durumda çok zordur. Çünkü bu tür sistemlerin tedarikçisi olan ülkelerde uydu ve komuta-kontrol merkezi tedarikçi ülkenin kontrol ve gözetiminde çalışıyor.

S-400 alındığı takdirde, Türkiye muhtemelen gelecekte ağ temelli olan ileri teknoloji olan bütün NATO savunma sanayii projelerinden dışlanacaktır. Türkiye NATO dışındaki ülkelere, başta Rusya ve Çin olmak üzere daha da bağımlı hale gelecektir.

S-400 alımı 2019’da Türkiye NATO ve ABD arasında tarihi kırılmalara evrilebilir. Ancak, Putin de Türkiye'nin dostu değildir. Gürcistan, Ukrayna ve Suriye'deki hamleleri, Türkiye'nin güvenliğini tehdit etmiştir. Putin’in gerçek niyeti Türkiye'yi Batı'dan ayırarak, ülkesini çevrelenmekten kurtarmaktır. S-400’ü seçmek Türkiye’yi enerjiden sonra askeri ihtiyaçlarında da Rusya’ya bağımlı hale getirebilir ve Rus dış politikası dayatmalarına maruz kalabiliriz. Üstelik 2015’de yaşandığı gibi Rusya ile bir kriz yaşanması halinde S-400’leri bu ülkeye karşı kullanmamız söz konusu olamaz.

Makalenin devamı ve geniş versiyonu için:

Toplam 1736 defa okunmuştur.

Prof. Dr. Sait Yılmaz diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.