Ender Helvacıoğlu
Ender Helvacıoğlu - Milli birliği kim dinamitledi?

Milli birliği kim dinamitledi?

Deniyor ki: Dış tehditlere (emperyalist güdümlü FETÖ, PKK, IŞİD vs.) karşı birlik olmamız gerekirken, Türkiye halkı evetçiler ve hayırcılar diye kabak gibi ikiye bölündü ve kutuplaştı; şimdi yeniden birleşmenin zamanıdır.

Doğru. Halkın birliğini sağlamak gerek. Şimdi sakin kafayla mantık yürütelim ve bu birliği kimin bozduğunu ve nasıl yeniden sağlanabileceğini tartışalım. Sorular sorup yanıtlarını vererek ilerleyelim.

Parlamenter rejimi (giderek cumhuriyeti) ilga etme anlamına gelen başkanlık anayasasını kim dayattı?

Türkiyeyi, halkı kabak gibi ikiye böleceği apaçık olan bu referandum sürecine kim soktu?

Referandum kararını Meclisten zorla kim çıkarttı?

Bahçelinin koltuk değneğiyle Erdoğan kliği ve AKP yönetimi değil mi?

Referandum kararı, sayısız itiraza karşın, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla alınmadı mı?

Demek ki Türkiye halkını bölen süreci başlatanlar Erdoğan kliği ve AKP-MHP yönetimleridir. (Gelecekte yine kandırıldık, tuzağa düşürüldük falan derler mi bilemiyorum; ama bu bir şey değiştirmez)

Sanırım bu saptamada herkes birleşecektir.

***

Geçelim ikinci soruya…

Zorla sokulduğumuz bu referandum sürecinde evet çıkmasını istemek mi milleti ve halkı birleştiriyordu hayır çıkmasını istemek mi?

Evet çıkması, halkın en az yarısına, ölümüne karşı çıktığı bir uygulamayı dayatmak anlamına gelmiyor muydu?

Hayır çıktığında ise kimse kimseye bir şey dayatıyor muydu? Hatta tam tersine hayır çıktığında bu olumsuz dayatma ve kutuplaştırıcı unsur bertaraf edilmiş olmuyor muydu?

Demek ki evet bölücüydü, hayır ise birleştirici.

Bu, şuradan da belliydi: Hayır diyenler arasında CHPlisi, MHPlisi, HDPlisi, ulusalcısı, sosyalisti, hatta AKPlisi… tüm politik kesimlerden insanlar bulunuyordu. Yani bütün farklılıkları ve çeşitlilikleriyle Türkiye. Evet diyenler ise tek tipti.

Eveti (yani bölücülüğü) propaganda edenler kimlerdi: Erdoğan kliği ve AKP-MHP yönetimleri.

Sanırım bu saptamada da aklıselim herkes birleşecektir.

***

Gelelim referandum sürecinde yaşananlara ve üçüncü soru öbeğine...

Referanduma demokratik ve özgür bir ortamda mı gidildi? Herkes gönül rahatlığıyla düşüncesini savunup propaganda edebildi mi? Dağ taş evet afişleriyle doldurulurken, hayır diyenler gözaltına alınıp, tehdit edilip saldırılara uğramadılar mı? Devletin bütün olanakları kanunsuzca evet için seferber edilmedi mi? Medya olanakları hayır diyenlere kapatılmadı mı?

Bütün bu zorbalıkları yapıp toplumu geren, halkı kutuplaştıran kim? Referandumu cumhuriyetle hesaplaşma olarak tarif eden kim? Toplumun yarısını terörist ilan eden kim? Erdoğan kliği ve AKP yönetimi, yani mevcut iktidar değil mi?

Eğer önyargılar gözleri kör etmemişse, sanırım bu noktada da anlaşırız.

***

Ve geldik referandum gününe…

Oyları çalan kim? Açık kanun hükümlerini ayaklar altına alıp mühürsüz pusulaları geçerli sayan kim? Sandık kurullarının başında otomatik silahlarla bekleyenler kim? Pusulaları evet ile doldurup sırıtarak sandığa boca edenler kim? Toplumu manipüle etmeye çalışan Anadolu Ajansı kim? Kanunsuzluk yapıp bunu karar altına bile alamayan Yüksek Seçim Kurulu kim?

Hırsız kim? Halkın oyuna, emeğine el koyan kim? Bunca haksızlığı yapıp halkı isyan ettiren kim?

Halkın hayırına el koyup, gelen itirazlara karşı Atı alan Üsküdarı geçti, … Sür eşeğini Niğdeye, tencere-tava havası diyerek toplumun en az yüzde 50si ile dalga geçen, haksızlığı oldubittiye getirmeye çalışan kim?

Bütün bunları hayırcılar mı yaptı? Vicdan sahibi herkesin bu sorulara vereceği yanıtlar bellidir.

***

Şimdi birileri çıkmış halkı itidale davet ediyor. Göz göre göre yaşanan haksızlığı sineye çekmeyi tavsiye ediyor. Sokakta, meydanda, seçim kurulları başında hakkını arayan insanları utanmadan PKKcılıkla itham ediyor (PKKya bundan daha iyi bir hizmet yapılabilir mi?)

Referandum sonuçlarını tanımamak, itiraz etmek, iptal ettirmeye çalışmak, oyuna-emeğine sahip çıkmak Batı merkezli girişimlere, emperyalist müdahalelere, turuncu devrimlere çanak tutmak anlamına geliyormuş.

Referandum arkada kalmış, önümüze bakmalıymışız. Milli birliği yeniden sağlamalıymışız.

Tek bir soru: Ülkeyi Batı merkezli girişimlere, emperyalist müdahalelere, turuncu devrimlere açık hale getirenler, zemin hazırlayanlar, milli birliği, halkın bütünlüğünü dinamitleyenler kimlerdir?

Tüm zorbalıkları, hırsızlıkları, haksızlıkları sineye çekerek mi milli birlik sağlanacak? Bunun, her gün dayak yiyen kadına kocandır, yapar demekten ne farkı var?

Bin kere yazdık yine yazalım: Erdoğan kliği ve AKP iktidarı bu ülkenin emperyalist müdahaleler karşısındaki zayıf karnıdır. Bu zayıflığı yok etmeden her tarafımız, her an, her şeye açıktır.

Bu tür milli birlikçilerin Başkanın adamı olma yolunda hızla ilerlediklerini görüyor ve üzülüyorum. O Başkan ki, emperyalistlerin bu ülkedeki 1 numaralı adamıdır.

Toplam 946 defa okunmuştur.

Ender Helvacıoğlu diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.