Gercem Altunordu
Gercem Altunordu - Yaşam

Kendini Okumak

Otuz beş yaşını doldurduğu günün akşamında yalnızca kendiyle kalmayı tercih etmişti. Bugün önemliydi; tamamlanma günü olacaktı. Mevzubahis olan kendisiydi. Masaya yatıracağı şey hayatıydı. Tam anlamıyla başarılı bir değerlendirme yapabilmesi için üç şeyi sıkıca ele alması gerekiyordu:

"Dün"

"Bugün"

"Yarın"

Ve tüm bunları değerlendirirken ihtiyacı olan iki şey açık bir yürek ve tarafsız bir sorgu gücüydü. 

Bugün, kendini okuyacaktı.

***

"Dün"ünü düşünmeye koyuldu... Her ne kadar önceki yaşadıklarıyla ilgili hiçbir şeyi değiştiremeyeceğinin farkında olsa da, geçmişinin geri kalan tüm hayatında önemli etkilerinin olacağı inkar edilemez bir gerçekti. Geçmişte bir sürü şey vardı. Pişmanlıklar, güvensizlikler, kederler, sevinçler, paylaşımlar, kahkahalar, hıçkırıklar... Yeri gelmiş hiç kazanamam dediği kavgaları kazanmış, yeri gelmiş karşılık bulamadığı aşkların karşısında yenilmişti. Çokça yanılmış, çoğu kez direnmişti... Pes ettiği zamanları da unutmamış, o anların hissettirdiği zayıflık duygusunu bugünlere kadar taşımıştı. İyiliğe karşılık iyilik göreceği umuduyla yola çıktığı zamanların bazısında hayal kırıklığına uğramıştı. Bu hayal kırıklıkları ister istemez hayıflanmasına neden olmuştu. Hiç yapmam dediği kötülükleri yapma seviyesine gelmiş, içindeki şeytanın sınırlarını keşfetme fırsatını yakalamıştı. 

Yaptığı bu tenkitlerin ışığında sıra "Bugün"üne gelmişti. Otuz beş yaşını doldurduğu bu akşamda hayatın kendisini düşünmeye ittiğini fark edince bunun bir anlamı olduğunu anlayacak kadar duyarlıydı. Ne de olsa hayatta hiçbir şey durduk yere olmazdı; her şeyin bir nedeni vardı. Misal, geçmişindeki pes edip yarıda bıraktığı işlerin hissettirdiği zayıflık duygusunu artık bir kenara itmek istiyordu. Eskiye dair olan hayıflanmalara takılı kalmayıp, inadına daha çok iyilikle yaklaşmak istiyordu. "Bugün"ünü güzelleştirmeliydi. Geçmişinden bugününe yansıyanlar acısından çok tatlısı olmalıydı. Anını en içten ve doyasıya yaşayabilmek, bu doğum gününde kendine verebileceği en güzel hediye olacaktı.

Son olarak "Yarın"ını düşünmeye, daha doğrusu hayal etmeye başladı. Bu, bütünün son parçasıydı. "Dün"ün ve "Bugün"ün değerlendirilmesinin ardından "Yarın"ın ele alınması elbette ki kaçınılmazdı. Geleceğinin inşasını yaparken cesaretli olmak durumundaydı. Çünkü, "Yarın"ın anlam ifade etmesi için değişim olmalıydı. Değişim, gelişmenin kilit anahtarıydı. Bundan on sene sonra, yani kırk beşine geldiğinde, bugün olduğu noktadan çok daha farklı bir noktada olması gerekiyordu. Sahici mutluluk, gerçeklikle ve farkındalıkla mümkündü. Hatalar, yanılgılar ve kırgınlıklar muhakkak olacaktı. Bu, mutlaktı. Mesele, bunların farkında olup, geçmişteki yanlışlarla aynı olmamasına özen göstermekteydi. Bu da bilinçle ilgiliydi. Gelecekte de aşık olacak, kim bilir bu sefer yenilmeyecek sonsuz mutluluğu tadacaktı. Yenilse bile daha farklı yenilecek, daha güzel kaybedecekti. Kararı netti; "Yarın"a hükmedecek kelimeler "değişim" ve "gelişim" olacaktı. 

***

Saat on ikiye geliyordu. Bu düşünme şöleninden son derece keyif almış, birazcık da yorulmuştu. Kendini okumak böyle bir şeydi. Tam anlamıyla yapılabildiği takdirde zevk verici bir özelliğe sahipti. Aslında, kendini okumak, hayatı okumak demekti. Şimdi bunun hissettirdiği huzur eşliğinde, tamamlanmış bir birey olarak yatak odasına yöneldi.

Toplam 1822 defa okunmuştur.

Gercem Altunordu diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.